|
Insanin
yücelisi ve alçalisi ..
Selahaddin
Cakirgil
Insanin
yücelisi ve alçalisi
serüveninden birkaç kesit..
Bu yazimda
üç ayri konuya deginmek istiyorum; kisa kisa..
Birincisi, kamerî takvimin Receb ayinin 26’sini 27’sine
baglayan ve müslümanlarin ‘Mîrâc Gecesi’
olarak kutladiklari zaman dilimi.. Kelime mânasi itibariyle ‘urûc
etmek, yükselmek’ mânasina gelen ‘Mîrâc’,
Isrâ’ Sûresi’nin ilk âyetinde, ‘Subhan
olan (yüceliginde sinir olmayan) O (Allah) ki, kulunu, (Resul-ü
Ekrem’i) geceleyin, kendisine bazi alâmetlerimizi göstermek
için, (Mekke’deki) Mescid-el’Haraam’dan, (Kudüs’teki)
çevresini mübarek kildigimiz Mescid’el Aqsâ’ya
götürdü.’ diye bildirilen mucîzenin gerçeklesmesi,
rivayetlere göre bu geceye rastlamaktadir..
Mîrac Hadisesi’nin bu bölümü, açikça
Kur’an‘in beyanina dayandigi için, onun gerçeklestigine
inanmak, müslüman olmanin geregidir.. Ancak, o yolculugun ‘Mescid-el
Aqsâ’dan sonraki, yani ‘Sidre-t-ul’Muntehâ’
denilen fizik ötesi mâvera âleminde devam ettigine dair
haberler ise, hadîs rivayetlerinden çikarilmaktadir.
(Islâm
henüz Mekke’den disari çikmamisken, Beyt-ul’Muqaddes
(Kudüs)‘deki bir Mescid-ul’ Aqsâ’dan söz
edince, bazilari ‘Orada, o zaman, Mescid’in isi ne?’
diyebilirler.. Ama, (secde edilen mekan demek olan) mescid’den maksad,
mâbeddir, ibadethanedir ve Mescid’ul Aqsâ’nin
çevresinin, Hz. Peygamber (S)’den önceki resullerin
seriatlerinde de özel bir yerinin oldugu ve yahudilerin Aglama Duvari
dedikleri ‘Süleyman Mabedi’nin de ayni mekanda bulundugu
unutulmamalidir..
Bu kutlu gecenin mânasi ve mesaji üzerinde daha bir tefekkür
ve, o Yüce Peygamber’in ümmetinin de kul planinda mîrâcina
vesile olmasi dilegiyle, ayni iman dairesinde oldugum kardeslerime tebriklerimi
sunuyorum..)
Deginmek istedigim ikinci konu, Afganistan müslümanlarinin,
inancinin suûrunda, uzak görüslü, secaat sahibi bir
yigit evlâdi olan Ahmed Sah Mes’ûd’un (insaallah)
sehadetinin 3’ncü yildönümü olmasi hasebiyledir..
Sovyet Rusya güçlerinin isgaline karsi 14 sene boyunca en
çetin savaslari veren ve Rus ordularini, özellikle Afganistan’in
stratejik açidan kilidi durumunda olan ‘Pencsir Vadisi’nde
defalarca yenilgiye ugratan ve amma, (Suûdî rejimi, Amerika
ve Pakistan desteginde bir anda kurulup yükseltilen ve amma sonra
kendileri için de problem olusturan) Talibân rejimi zamaninda,
(onlara itaat etmedigi için) hazirlanan bir suikasd sonunda katledilen
bu yigit müslüman savasçinin 9 Eylûl 2001’de
öldürülmesi üzerinde; -iki gün sonra meydana
gelen ve- dünya tarihinin seyrini degistiren ‘11 Eylûl’
yüzünden, pek durulamadi.
Halbuki, Afganistan’da Müslümanlarin verdigi savaslarin
-bana göre- en yüzaki teskil eden yönünü Ahmed
Sah Mes’ud’un mücadelesi olusturuyordu..
Bu yigit müslümani, dünyamizdan ayrilisinin 3. yilinda
da rahmetle aniyorum..
Deginmek istedigim diger konu, 3. yildönümü münasebetiyle,
‘11 Eylûl’..
Bu yildönümü vesilesiyle, basta amerikan emperyalizmi olmak
üzere, çesitli mahfiller, dünya kamuoyunu, kitleleri
kendi istikametlerinde yönlendirmek ve hatta aldatmak için
yogun propagandalar yapacaklardir..
Bizim, ‘11 Eylûl’ konusunda 3 yil boyunca yazdiklarimiz
ortadadir ve hadiseler, emperyalizmin, kendi iç dinamiklerinden
nes’et eden bu korkunç saldiriyi, muhtaci oldugu yeni bir
‘Soguk Savas’ için bir siçrama tahtasi olarak
kullanmak isteyecegi seklindeki ilk tahminlerimiz yönünde gelismistir..
Nitekim, aradan geçen 3 yila ragmen, ‘11 Eylûl Saldirilari’nin
müslümanlarca yapildigina dair, mantiken tutarli ve ciddî,
tek bir belge dahi sunulamamis ve kimse de, o saldirilar yüzünden
bir yarali boga durumuna gelen Amerikan emperyalizminden ve onun sefi
Bush’tan böyle bir talebde bulunamamistir.. Ama, o büyük
saldirida kaybettikleri 3500 insanin ve -emperyalizmin putu mesabesindeki
semboller olan- ‘Pentagon’ ve ‘Ikiz Kuleler’in
intikamini almak adina çagdas teknolojik barbarligin en kanli tablolarini
sahnelemistir. Gerçekte ise, muhtaci olduklari yeni bir ‘Soguk
Savas’i tezgahlamak içindi, bütün bunlar.. Üstelik,
karsisinda duracak bir maddî güç olmadigi halde ve Afganistan’da
kendisiyle yillarca isbirligi yaptigi bir ‘Ûsâme bin
Laden’i bu saldirilarin arkasinda veya Irak’da Saddam’i
da kitle imha silahlarina yalan belge ve propagandalarla sahib gösterip,
onlari cezalandirmak adina Afganistan ve Irak Islam topraklarini ordulariyla,
filolariyla, savas uçaklari ve füzeleriyle, yerle bir etmis,
onbinlerce, yüzbinlerce savunmasiz, sivil insani katletmistir. Bu
katliâm ve ayrica USA emperyalizminin yapisik kardesi siyonist Israil
rejiminin Filistin’de ve diger bütün öteki seytanî
güçlerin de baska yerlerde, mazlum halklarin hakk talebleri
üzerine terör ithamiyla saldirmalari sürmekte..
Yani, ‘11 Eylûl’ün asli failleri her kim olursa
olsun, emperyalizme ve kuklalarina, en lezîz ve büyük
lokmalari altin tepsi içinde sunulmustur.
e-mail
|
|