Herkes kendi vebalini tasir (mi)?
Hüseyin K. Ece
Insanin yaptiklari günün birinde karsisina gelir. Ister kötü bir sey olsun; ister iyi bir sey. Örnek mi istersiniz; kendi hayatiniza bakin. Çevrenizdeki insanlara bakin. Mutlaka bol bol örnekler bulursunuz.
Tanidigin bir arkadasin huzurlu bir hayat yasiyor. Bunalimda degil, hayatindan memnun, kazanci bereketli. Üstelik düsmani da yok. Karsilastigi kimselere selam veriyor. Onlar da onun selâmini memnuniyetle karsiliyorlar. Mukabele ediyorlar. Onunla karsilasmaktan yüz çevirmiyorlar. Az-çok eli açik. Sofrasinda ekmek bulunur. Ekmegi yenilir, çayi içilir. Musalla tasina konuldugu zaman da ‘nasil bilirsiniz’ sorusuna formalite icabi ‘iyi biliriz’ denilenlerden degil. Gerçekten hakkinda iyi sahitlik yapilacak olanlardan biri.. ....>>>

Nürnberg´de Dört Ölüm
Ömer Gencalioglu
Ölüm bizi yakinlarimizla yokladi. Ölümü hatirladik. Hic ölmeyecekmis gibi yasayan bizlere, hic ölmeyecek ve Allah’a hic hesap vermeyecek gibi yasayan bizlere bir anda „ Ölüm var ölüm“ diye haykiran bir kaza ile sarsildi Nürnberg sehri. Kuruldugu günden bu yana bir sehirici trafik kazasinda hic bu kadar genci bir arada yitirmeyen Nürnberg halki etkilendi bu kazadan. Dört genc 18 ve 19 yaslarinda daha hayatin basinda, daha henüz mesleklerini ögrenmeye calisan dört türk genci. ...>>>

Insanin yücelisi ve alçalisi ..
Selahaddin Cakirgil
Insanin yücelisi ve alçalisi
serüveninden birkaç kesit..

Bu yazimda üç ayri konuya deginmek istiyorum; kisa kisa..
Birincisi, kamerî takvimin Receb ayinin 26’sini 27’sine baglayan ve müslümanlarin ‘Mîrâc Gecesi’ olarak kutladiklari zaman dilimi.. Kelime mânasi itibariyle ‘urûc etmek, yükselmek’ mânasina gelen ‘Mîrâc’, Isrâ’ Sûresi’nin ilk âyetinde, ‘Subhan olan (yüceliginde sinir olmayan) O (Allah) ki, kulunu, (Resul-ü Ekrem’i) geceleyin, kendisine bazi alâmetlerimizi göstermek için, (Mekke’deki) Mescid-el’Haraam’dan, (Kudüs’teki) çevresini mübarek kildigimiz Mescid’el Aqsâ’ya götürdü.’ diye bildirilen mucîzenin gerçeklesmesi, rivayetlere göre bu geceye rastlamaktadir..
....>>>

Ya Edeb! Ya Edeb! Bir Garib Hollanda Yolculugu
Mücahid Yildiz Fatima Yildiz
Avrupa´nin iclerine kadar Osmanli´dan, dünya tarihinin en önemli caglarindan uzanip gelen ve akli selimin degerini bilen insanlarin kalplerine yer etmis müthis bir söz. Ya Edeb!
Seytani huzurdan kovduran edepsizligi degil miydi, Kabil´i katil yapan edepsizligi degil miydi, Lut kavmini helak eden edepsizligi degil miydi? Habil edebi sayesinde kazananlardan oldu, Peygamberimiz güzel ahlaki tamamladi ve öyle Asr-i Saadet yasandi. Edebli toplumlar yüceldi, gelisti ve uzun ömürlü oldu. ....>>>
 
Cok güzel bir gündü. Hava sicak, günesli ve neseli bir gündü. Ama haci dede ve torunlari can sIkIntIsIndan patlayacak gibiydiler. Haci dedenin damadi, cok güzel bir teklif ortaya atti. >>Hollandaya Gidelim>> dedi. Ve karar verildi „Haftaya Hollanda“.
Hazirliklar tüm hiziyla gidiyor. Üstelik bu hazirliklarin üstüne, damat ve haci dedenin terzi kizi islerini ihmal etmediler. Damat bey isine bakarken haci kizi bir yandan elbise dikip cicek bakiyordu. Bütün torunlar (Almanyada kalanlar tabiki) cagrildi. Ve yolculuk gününden bir gün önce son alisverisler yapildi, arabalar yüklendi. >>Sabah altida yola cikiyoruz...<< dendi. Ve herkes yatagina yatti. ...>>>

©2002 www.yorum-online.de
Hiermit distanzieren wir uns ausdrücklich von allen Inhalten aller gelinkten Seiten auf unserer Homepage und machen uns diese Inhalte nicht zu eigen. Diese Erklärung gilt für alle auf dieser Website angebrachten Links. Haftungsausschluss: Die bereitgestellten Informationen auf dieser Web Site wurden sorgfältig geprüft und werden regelmäßig aktualisiert. Jedoch kann keine Garantie dafür übernommen werden, dass alle Angaben zu jeder Zeit vollständig, richtig und in letzter Aktualität dargestellt sind. Dies gilt insbesondere für alle Verbindungen ("Links") zu anderen Web Sites, auf die direkt oder indirekt verwiesen wird.