Bosna Arenasinda

Ibrahim Yasir

Sirp öfkesi ve kini insanligi, insanligin güzel duygularini, sagduyuyu, tüm insanligin gözleri önünde katlediyor.

Baris, özgürlük, insanca yasama hakki tamamen iflas etmistir...

Birlesmis Milletler, NATO, Avrupa Birligi, insan haklari gibi insanlik adina kurulmus sözüm ona kurumlar Bosna´da insanligin topyekün sistematik olarak sirplar tarafindan vahsice katledilmesi karsisinda apacik bir sekilde hezimete ugramistir.

Sirplar vuruyor, batililar duymamak icin direniyor. Sirplar katlediyor, halki müslüman ülkelerin idarecileri de batili efendilerinden yardim dileniyor. Ellerinden dilenmekten baska bir sey gelmiyor zavallilarin(!).

Bosna´da analar agit yakiyor, bacilarin feryatlari göklere tirmaniyor. Masum cocuklar hergün hedef oluyor kan kusan tanklara, sarapnellere, kör kursunlara, serseri mayinlara. Bebeler gözyasi yerine kan tomurcuklari döküyor gözlerinden. Vuruyor, vuruyor sirp katilleri, kardeslerimi, sirtini Rusya´ya dayayarak, bati ile dalga gecerek, BM ile eglenerek, NATO´ya kafa tutarak, tarihimizden ve yeryüzü müslümanlarindan intikam alarak...

iskencelerin, acilarin, yaralilarin cigliklari yankilaniyor Saraybosna´da, Mostar´da, Bihac´da, Goracde´de... tüm Bosna´da.

Yillardir dost diye bize tanitilmaya calisilan uluslarin gözleri önünde bin nice cinayetler isleniyor, bir toplum kökten imha ediliyor, sinsice planli bir sekilde siliniyor haritadan.

Ey! Laik, kemalist iktidar agalari, pasalari nerede sizin NATO´nuz, BM´niz, insan Haklari Komüsyonu´nuz, Lahey Adalet Divaniniz...? Önünde rüku ve secde yaptiginiz ABD´niz? Kendilerine katilmak icin adeta yirtindiginiz Avrupa Birliginiz? Hani nerede dostlariniz, demokratik ülkeleriniz? Özgür dünya milletleri.... dediginiz gevezelerin, demogoklarin agzini bicak acmiyor simdi; Bosna´da katledilen özgürlüklerin, gasbedilen halklarin haklari karsisinda...

Özgürlük; esarete, mazlum; zalime, Hakli; haksiza bogduruluyor. Tarih tekrar ediyor yine. Hakikat yalanin karsisinda, günes gecenin karsisinda bir daha yenileniyor. Habil, Kabilin elleriyle bir daha katlediliyor. insanlik; zorbanin ve zorbaligin karsisinda bir daha dize geliyor.

Bosnali müslümanlar; insanligin gözü önünde Bosna arenasinda sirp canavarina parcalattiriliyor.

Bize dost diye tanitilan batili ülkeler bu vahsi olayi zevkle trübünlerinden seyrediyorlar.

insanligin onuru bir daha cigneniyor, yunan ahlaki, roma medeniyetinin cocuklari olan batililarin eliyle, dünyanin gözleri önünde.

Bosna´da sirplara ABD akil veriyor, BM ekmegine yag sürüyor, Avrupa seyrediyor, Rusya silahina mermi sürüyor, sirp canileri vuruyor, yunan zevkinden dört köse oluyor. Müslüman kardeslerimiz ise kan agliyor...

Kore´deki putperestlere yardim icin asker gönderen körfezdeki ABD ve batinin cikarlari icin ülkemizi onlara peskes ceken kemalistler, Somali´deki müslüman halki ezmek icin, oraya hemen asker gönderebiliyorken, Bosna icin niye bu kadar gecikmektedirler?

Artik Bosna´nin bir cok yerlesim bölgelerinde ezan sesi susmus, camiler harabeye dönmüs, minarelerin boynu bükülmüstür. Müslüman kizkardeslerimizin namuslari sirp canilerince kirletilmis, igfal edilmistir. Oradaki tarih ve kültürümüz talan olunmus, yangina verilmistir.

Sirp katilleri irzlarina tecavüz ettikleri müslüman kadinlardan dogacak picleri beklerken, siz ey din ve tarihimin düsmani kemalist aga ve pasalar dogacak sirp piclerinin göbegini kesmek icin artik BM´nin nezaretinde oraya asker gönderebilirsiniz.

Elleri kinali, genc müslüman kiz ve gelinlerin irzlarina tecavüz eden sirplara firsat verdiginiz icin siz ey eli kanli diktatörlerin cocuklari kina yakin ellerinizdeki kan lekelerini gidermek icin.

Sen Firavun soylu Butros Gali, kina yak artik. Birazini Miterand´a, Kohl´e, Major´a, Yeltsin´e, Clinton´a ve Jirinovski´ye gönder. insanlik, özgürlük, esitlik, baris ve yeni dünya sistemi adina kina yaksinlar... En cogunu da bizim laik kemalist aga ve pasalara göndermeyi unutma! Onlar da "yurtta sulh ve cihanda sulh" adina yetmis yildir sürdürdükleri din ve tarih düsmanligi adina sadece endise ürettikleri dis politika adina kina yaksinlar münasip yerlerine...

Balkan arenasinda cakallara parcalattirilan Bosna´li müslümanlar icin...

Balkanlarda, her yerde oldugu gibi ve olacagi gibi iflas eden TC dis politikasi adina...

Cihad, Sehadet ve Küfre Karsi Izzetli Olmak

Dr. Mustafa Caferi ile...

Dr. Mustafa Caferi tahsilini Istanbul´da Hacettepe Tip Fakültesinde tamamlamis, yaklasik yirmi yil Türkiye´de yasamis, 7 çocuk babasi, su anda Ürdün´ün bassehri Amman´da "Müstesfa Islami" (Islam Hastahanesi)nde vazife yapmaktadir.

Y.: Islami dirilis hareketi nasil basladi, nasil gelisti, su andaki durumu nedir?

Dr.M.C.: Islami dirilis hareketi 8 Aralik 1987´de yahudilerin 4 Filistinli genci öldürmesiyle basladi. Baslangiçta çok basit görünen hareket yedi yil içinde çok ciddi bir sekilde gelisti. Hamas teskilati müslümanlarin meselesini ancak müslümanlarin çözebilecegi suuruna vararak, yahudiye karsi "INTIFADA" hareketini baslatti. Su anda da bütün dünyanin gözü önünde "Goracde" halki katliama tabi tutulurken, ne BM, ne de Insan Haklari Komüsyonu laf ebeliginden baska bir sey yapmamakta. Çünkü katliama mahkum edilen Müslüman. Bu kuruluslar Israil, Müslüman katliami yaparken sesini çikartmiyor, müslüman irzini, namusunu ve vatanini müdafaa ederken terörist olarak ilan ediyor. Hatta müstekbir Amerika, Israil ve bütün küfür alemi kesmis olduklari müslümanin ses çikarmasina kiziyor. Böyle bir ortamda Kur´an hakikati taptaze "Müslümanin Müslümandan baska dostu yoktur".

Y.: Gençlerin, hatta çocuk denilecek kadar küçüklerin birden sokaklara dökülmeleri ve israrli taslama savasini yürütmeleri çok acayip. Bu kahramanlar nasil ve nereden geldiler, kim bunlara bu ruhu verdi?

Dr.M.C.: Elbette bu gençler aniden bu ise baslamis degiller. Bu egitim 27 yil öncesine dayaniyor. Bu günkü filizlerin tohumlarini Seyh Ahmed Yasin ekmistir. Bu gençlere Cihad, Sehadet ve küfre karsi izzetli olma ruhunu veren Seyh Ahmed Yasin olmustur. Malumunuz 1967´de arab ordulari Israil´e karsi, degisik mintikalarda büyük hezimete ugramistir. Hükümlerinin altinda barindirdiklari halki binbir mazeretle istismar ederek zillete sürüklemistir. Sözgelimi Israil´in yenilmezligini, arkasinda Amerika´nin ve batinin oldugunu dile getirerek, kendi milletini korkakliga itmistir. Iste Seyh Yasin 20 yillik bir egitim sürecinde, Allah´tan baska korkulmaya layik ve yine ondan baska siginilacak, dayanilacak hiçbir kuvvet olmadigini, canli "INTIFADA" hareketi ile bütün dünyaya isbat etmistir. 150 bin kisilik ordusuyla, en modern askeri techizatiyla ve Amerikanin destegiyle magrur olan Israil, bütün dünyanin gözü önünde gülünç duruma düsmüstür.

Y.: Yeri gelmisken biraz Ahmed Yasin´den bahseder misiniz?

Dr.M.C.: Seyh Ahmed Yasin henüz 8 yasindayken yahudiye karsi savasmanin suuruna ermis, buna karsi kuvvetli bir yumrugun gerekliligini anlamis ve bu maksatla karate tekvando kursuna 11 yasina kadar devam etmistir. Iste o yasta bir kaza sonucu boynundan asagi felç olmustur. Kuvvetli yumrugun olmamasi yahudiye karsi mücadeleyi terk etme anlamina gelmeyecegini bildigi için Islami ilimleri tahsil etmeye Misir´a gidiyor. Ezher Üniversitesini basariyla bitirdikten sonra geri dönüyor. Degisik fikir akimlari içerisinde olan Filistin halkini dul kadinlara yardim dernegi, çocuklara yardim dernegi gibi buna benzer degisik dernekler kurarak, bir araya getiriyor ve onlari egitiyor. Kendisi evli ve on çocuk babasi. Malumunuz oldugu gibi alti yildir hapis yatmakta.

Y.: Kendisi hapishanede olmasina ragmen hareket inkitaya ugramadan nasil devam ediyor?

Dr.M.C.: Allah (c.c.) Seyh Ahmed Yasin´e sihhat ve afiyet versin. O çok zeki bir insan. Ya-hudinin 7 yildan beri kavrayamadigi meselelerden bir tanesi de bu zaten. Seyh Ahmed Yasin hareketi kendi varligina bagimli yapmamis. Bilakis uzun vadeli bir savas stratejisi çizmis. Yani kisilerin gidisiyle kaybolan bir hareket degil, kademeli bir idari kadro var. Yahudinin yapabilecegi hersey gözönünde tutularak hareket metodu çizilmis.

Yahudi bu isi kökten halletmek için kendince lider konumunda ne kadar kisi varsa hepsini sürüp bu isin altindan kalkmis olacakti. Ama öyle olmadi, hareket sürgünle biraz daha hiz kazandi. Bir taraftan sürgünde olan mücahidler dünya kamuoyunu harekete geçirerek, yahudinin mezalimini gözler önüne sergilerken, diger taraftan içteki direnis daha canli, daha bir hiz aliyordu.

Y.: Hz.Ibrahim Mescidindeki katliam veya sair yerlerdeki öldürülen gençlerin aileleri hadiseyi nasil karsiliyor? Yani ailelerde veya diger müslümanlarda bir yilma veya bir ümitsizlik belirtisi oluyor mu?

Dr.M.C.: Tam aksine sehid aileler tebrik ediliyor. Sehid aileler seviniyor. Size yedi oglu olan bir kadini misal vereyim. Bu kadinin ogullarindan 4 ü sür-günde, 2´si hapiste, 1´i de sehid oldu ve kadin Elhamdü-lillah birini sehid verdik darisi altisinin basina diyor.

Y.: Hangi devletlerden yardim aliyorsunuz? Örnegin Türkiye size yardim ediyor mu?

Dr.M.C.: Devlet olarak hayir. Hatta Türkiye Israil´le beraber. Ancak Türkiye´nin halki müslümandir, onlar yardim ediyorlar, hatta çarpismak için gelmek isteyenler var. Türkiye hükümeti bize yardim etmek söyle dursun büro açmamiza dahi müsaade etmiyor.

Y.: Baris çalismasi uzun zamandan beri devam ediyor. Sinirli özerklik, Filistinlilerden olusan 9 bin kisilik polis teskilati gibi gelismeler oluyor. Bu gelismeleri nasil degerlendiriyorsunuz?

Dr.M.C.: Israil barisi istemek zorunda çünkü "INTIFADA" hareketini bir türlü zabt edemiyor, hatta Rabin birkaç gün önce bunu itiraf etti. Karsisinda ölüme kosarak giden gençler var. Bazen Israil askeri tas atan çocuklarin gözünü korkutmak için "bak öldürürüm seni" diyor, çocuk yakasindaki dügmeleri kopararak gögsünü gösteriyor "buyur beni Allah´a kavusturursun" diyor.

Israil´in siddetle barisa ihtiyaci var. Çünkü Intifada hareketi gittikçe güç buluyor. Israil´in yüzü daha iyi seçilir hale geliyor. Sunu kesin ifade edeyim. Yahudi´lerin arzu ettigi istikamette bir baris gerçeklesmeyecek. Hamas diyor ki: Biz 9 bin Filistinli polisi sevgiyle karsilariz. Onlar bizim kardeslerimizdir. Bize silah çekseler bile yahudiye yaptigimiz gibi onlara tas atmayacagiz. Bilakis onlara çiçek hediye edecegiz. Iste bunun için iki yildan beri baris gerçeklesmiyor. Gerekçe su: Ya ellerine silah verdigimiz su gençler, silahi bize çevirirse (yani yahudiye) o zaman kendi ellerimizle düsmanimizi silahlandirmis oluruz. Ihanetiyle meshur Yaser Arafat dahi Gazze sehrine girmeye cesaret edemiyor. Hatta silahlan-dirilmasi düsünülen polis gücüne Yaser Arafat´in bile itimadi yokki, yahudinin itimadi olsun.

Y.: Yeryüzü müslümanlarindan beklediginiz nelerdir?

Dr.M.C.: Mescid-i Aksa Filistinlilerin degil bütün dünya müslümanlarinindir. Orasi Enbiya dergahi ve sehidler meskenidir. Bilinmelidir ki, oralarini yahudilerin pis çizmesi altindan kurtarmak bütün müslümanlarin vazifesidir. Bütün müslümanlar bunun suurunda olup yakinen bu mesele ile ilgilenmelidirler. Yoksa kiyamet günü suçlari birinin digerinin üzerine atmasiyla kurtaramazlar. Madem biz böyle bir hareket baslattik o halde bu hareket hepimizin hareketi seklinde telakki edilmeli ve elbirligi ile her ferd maddi ve manevi yardimini esirgememeli. Biz Kur´ani Kerim´de en çok bahsedilen lanetlenen, toplumlari ifsat eden, müslümanlarin en azili düsmani olarak vasiflandirilan yahudilere karsi savasiyoruz. Bizim için en sanli, en mukaddes savas bu savastir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.):

"Kiyamet kopmazdan önce Müslümanlarla yahudiler savasacaktir ve müslümanlar yahudileri öldürecek hatta taslarin ve agaçlarin arkasina saklanan yahudileri, taslar ve agaçlar konusarak "Ey Müslüman, Ey Allah´in kulu su arkamda yahudi var gel onu öldür diyecektir" buyurmak-tadir. Ne zaman bitecegi bilin-meyen bir savasta bilinen tek hakikat bizim mutlaka galip olmamiz. Müslümanlar bu savasa yardim nisbetinde mükafat alir. Aksi olursa da mes´ul olurlar.

Y.: Tesekkür ederiz. Allah razi olsun.

Dr.M.C.: Allah sizden de razi olsun.

Doktor Ali Hasaneyn ile Röportaj

Mustafa Topatan

M.T.: Efendim önce kendinizi tanitir misiniz?

Dr.A.H.: 1950´de Misir´da dogdum. Tahsilimi nükleer fizikci olarak Misir´da tamamladim. Doktorami Almanya´da günes enerjisi üzerine yaptim. 15 yildan beri Almanya´da evli ve bir cocuk babasi olarak ikamet etmekteyim. Ve aktif olarak üc yildir bagimsiz bir yardim kurulusu olan Islamic Relief (islami Yardimlasma Hayir Kurulusu)´in baskanligini yapmaktayim.

M.T.: Mütehassis oldugunuz dalda daha fazla para kazanma imkaniniz oldugu muhakkak. Peki neden böyle bir yardim kurulusunu tercih ettiniz?

Dr.A.H.: Evet dogru. Kendi bransimda en az on misli para kazanma imkanim olmasina ragmen kardeslerimiz benim böyle bir hizmette calismami daha münasib gördükleri icin kabul etmek zorunda kaldim. Fakat asil beni memnun edip, kalben huzura kavusturan, dünyanin degisik yerlerindeki magdur, mazlum ve fakir kardeslerimize yardim edebilmem ve onlarin dertlerine ortak olabilmemdir.

M.T.: Islamic Relief´i sadece bir yardim kurumu olarak mi görmeliyiz, yoksa siyasi sahada ve ilmi calisma alaninda faaliyet yapan siyasi bir kurum olarak da görebilir miyiz?

Dr.A.H.: 1984 yilinda ingiltere´de kurulan Islamic Relief´i aslinda siyasi sahada calisan bir parti gibi yahut ilmi arastirmalarda bulunan bir kurum gibi görmek yanlis olur. Zira Islamic Relief, kesinlikle herhangi bir cami, cemiyet, kurum, parti ve devletle baglantisi olmayan fakat hepsi ile birlikte, insanlarin hayri icin calisan ve Birlesmis Milletler tarafindan taninmis, tamamen "Bagimsiz" bir yardim kurulusudur ve toplamis oldugu yardimlari magdur ve mazlum insanlara en uygun ve en acil bir sekilde ulastirmaya calismaktadir. Politika ve siyasetle ilgimiz yoktur.

M.T.: Su anda hangi ülkelerde bürolariniz bulunmakta ve hangi ülkelere hizmet götürmektesiniz?

Dr.A.H.: Su anda 22 ülkede 30´dan fazla yardim ve irtibat bürolarimiz bulunmaktadir. Almanya, italya, Fransa, Avusturya, Bosna, Arnavutluk gibi daha bir cok Avrupa ülkesi haricinde Pakistan, Özbekistan, Afganistan, Banglades, Somali, Sudan gibi pek cok fakir ülkelerde bürolarimiz vardir. Genel Merkezimiz ingiltere´de, Almanya merkezimiz ise Münihte´dir.

M.T.: Faaliyetlerinizden biraz bahseder misiniz? Yardim edeceginiz yerleri nasil tesbit ediyor ve yardimlari ne sekilde ulastiriyorsunuz?

Dr.A.H.: Halki müslüman olan ülkelerde müslümanlarin karsilastiklari üc ana sorun vardir. Fakirlik, Cehalet ve Sagliksal problemler. Bizim hizmetlerimiz bu alanlarda yogunluk kazanmaktadir. Müslümanlarin sikintilarini ve nelere ihtiyac duyduklarini tesbit etmek icin elemanlarimizi dünyanin cesitli bölgelerine göndererek o ülkedeki magdur halkin hakkindaki bilgilerin toplanmasi saglanir. Gelen bilgilerin akabinde yogun calisma temposuyla nasil ve ne sekilde yardim edilmesi gerektigine dair özel yardim projeleri hazirlanir. Ortadaki hazin durum insanlara duyurulup yardimlarin toplanmasiyla birlikte o ülkeye hizmet götürmeye baslamis oluruz. Yardimlar ayni ve nakdi olarak magdur insanlara iletilir.

M.T.: Yardim projeleri diyorsunuz, nelerdir bunlar?

Dr.A.H.: Yardim projelerimizi iki ana baslik altinda toplamaktayiz. Birincisi ACiL YARDIM PROJELERi dir ki, savas, deprem, sel gibi beklenmedik anda gelen felaketlerde afet bölgelerine en acil bir sekilde gerekli yardimi götürüyoruz. Mesela Sudan´da sel felaketi magdurlarina yarim ucak dolusu cadir gönderdik. Erzincan´daki bir depreme acilen 50.000, DM ulastirdik. BosnaHersek´te tonlarca un, yag gibi gida maddeleri yardiminda bulunduk. Körfez Savasi ciktiginda yarim ucak dolusu bir yardimla (cadir, gida yardimlari gibi) 45 ton ilac acilen gönderdik. Somali´ye, Afganistan´a, Banglades´e ve daha nice ülkelere gereken yardimi ulastirdik.

Yardim projelerimizin ikincisi de DAiMi YARDIM PROJELERi dir. Yoksullara iftar verme, bayramda fakir ve yetimlere bayramlik giysi dagitma, dullara yardim, kurban, yetimlere ve talebelere yardim, egitim ve ögretim gibi 20´den fazla projelerimiz vardir. Örnekleyecek olursak: mesela Banglades´te 1993 Ramazan´i boyunca 500 kisiye iftar yemegi verip, Dhaka´da 3450 kadinerkek, colukcocuk, gencihtiyara bayram elbisesi hediye ettik. Kurban projelerimizle 13.590 adet kurban keserek 27 ayri fakir ülkede etlerini dagittik. Hatta Bosna´da kurban kesme sartlari cok cetin oldugu icin kurbanlari disarida kesip etlerini milyonlarca kutu konserve halinde Bosnalilara ulastirdik elhamdülillah. 4293 yetim tesbit ederek masraflarini üstlendik. Fakir ülkelerdeki fakirler icin saymakla bitiremeyecegim pek cok yardimlarda bulunduk.

M.T.: Bosna´ya yardim ettiginizi söylediniz. Bu yardimlar nasil ve ne sekilde oldu?

Dr.A.H.: Sarayova, Sreplinik ve Tuzla gibi sehirlerde 6 tane büromuz ve büyük bir de depomuz bulunmaktadir. Yardimlari evvela bu depo ve bürolara ulastiriyor oradan da Bosna´li müslümanlara dagitiyoruz. su ana kadar Bosna´ya 10.000.000, DM degerinde 3.352 ton un, 23 ton yag, 206 ton cocuk mamasi, 23 ton süt tozu ile birlikte bir kamyon, bir araba, bir ambulans, elbise, battaniye, yarim milyon mark degerinde ilac, mazlum ve magdurlarin istifadesine sunduk. Hatta saatte 700 ekmek üretebilecek kapasiteye sahip seyyar bir firin acarak günde yaklasik 8000 insanin bir nebze de olsa doymasina vesile olduk elhamdülillah. Ayrica haftada üc defaya mahsus olmak üzere yaklasik 600 litre süt dagitmaktayiz. Bosnak dilinde Kur´an meali ile birlikte bir cok dini kitap bastirip Bosnalilarin dini egitimini saglamaya calismaktayiz. 2144 tane yetim tesbit ederek bütün masraflarini üstlendik. Senede 300.000, DM´i asan bir meblagla bir cok okul, egitim ve ögretmen masraflarini üstlenerek, binlerce cocugun egitimine yardimci olduk ve olmaya da devam ediyoruz. Hemen sunu da ifade edeyim ki; bu saymis oldugum ve sayamadigim daha nice yardimlar sadece 1993 yilinin 8. ayina kadar yapmis oldugumuz yardimlardir.

M.T.: Yardimlari Bosna´ya ulastirirken herhangi bir zorlukla karsilastiniz mi?

Dr.A.H.: Malumunuz oldugu üzere sinirlar Sirp ve Hirvatlarin kontrolü altinda. Tabii ki, büyük zorluk ve engeller koymaktadirlar önümüze. Fakat Allah´a sükürler olsun gec de olsa bu engelleri asiyor, yardimlari ulastiriyoruz.

M.T.: Peki genel olarak karsilastiginiz zorluklar nelerdir?

Dr.A.H.: Medya... Evet medya dedigimiz haberiletisim araclarinin, zor durumda olan insanlarin durum ve ahvalini oldugu gibi dünyaya duyurmayislaridir. Bu gün mesela Kesmir´de ne dramlar yasanmaktadir. Müslümanlar o kadar feci sahnelere sahid oluyor ve yasiyorlar ki, iste bu hadiseler insanlara iletilmiyor, hakikat onlardan saklaniyor. Sonucta biz o ülke icin yardim toplamakta zorlaniyor, gereken verimi göremiyoruz.

M.T.: Verdiginiz bilgiler icin tesekkür ediyor, Cenabi Allah´tan islerinizde muvaffakiyetler diliyoruz.

Dr.A.H.: Ben de bana bu imkani verdiginiz icin sükranlarimi bildiriyor, müslümanlarin destegine her zaman ihtiyacimiz oludugunu tekrar tekrar belirtiyorum.

Baslarken    Güncel    Dünyadan    Ekonomi    Hanimlar Kösesi    Meydan    Siir