daglar
gecit vermez, puslu bulanik
yalcin
vadileri hindikuslarin,
baslari
dimdik oksarken bulutlari,
ki karsi
yamaclar
tararken
saclarini tekbir seslerinin,
ates
kusan canavarlar
kursun
sesleri sarapnel isliklari
karisir
sehidin sevdalarina.
her
saniye olasidir
iste o gün,
o yigidin
günü
ölümle
burun buruna,
bir
mizrak boyu ilerde
yükselirken
zafer karanligin üstünde
yankilanir
özgürlük kavgasi,
ansizin
bir yildiz kaymasi ile
tutusur
ve yanar gece.
bir daha,
bir daha,
bir daha,
yikilir mücahidler,
yikilir
bilal
kristal
parcalari gibi yere.
ve
gecenin sessizligi
her
birini öper terli alinlarindan,
kan gülleri
agarmadan toprakta,
daha
haber ulasmadan hasret yüklü yüreklere
uykulari
katledilir annelerin,
analar ve
bacilar rüyalarina has
bir
yanardagdir , hasret anlatilmaz
göz
yaslariyla beslenir gönüllerde.
hindikuslardan
ufkumuza yankilanir bu sevda
kusaktan
kusaga,
ulasir
biteviye,
ulasir
kundaktakilere bile
ki onlar,
namlulara
sürülmüs mermiler gibidir.
her an
patlamaya
hazir,
mü´minin
gönlünde,
bir kader
gününde...

|