1 Kapitalist Ideolojiye Bilimsel Elestiri

2 Iktisat Sözlügü

3 Islamda Ticaret Ahlaki  (Sirketler, Ortaklik)
 

 

Kapitalist Ideolojiye Bilimsel Elestiri

Tuna Han

Kapitalist ideoloji üc temel esasa dayanir:

a-Sinirsiz bir bicimde özel mülkiyet.

b-Her ferdin kendi mülkünü isletebilme ve yatirim özgürlügü.

c-Ferdin elde etmis oldugu serveti tasarruf veya tüketme özgürlügü.

Bu temel esaslardan anlasilacagi gibi; ferdi mülkiyet yerine toplumsal mülkiyet ilkesini ortaya koyan Marksist ideoloji ile Kapitalist ideoloji arasinda kesin bir ayirim vardir. Marksist ideoloji; özel mülkiyete dayanan kapitalist hür tesebbüs özgürlügünü yok ederek, bunun yerine; devletin ekonomik, idari ve sosyal tüm alanlarda hakimiyet saglamasi gerektigini ileri sürer.

Marksizm ve Kapitalizm arasindaki ayirim, bu iki ideolojinin fert ve topluma bakis acilarina da yansir. Kapitalizm ferdin sinir tanimayan isteklerini kutsayan, toplum icindeki bireylerin birbirlerine karsi durumlarini menfaat ve cikar iliskilerine dayandiran bir ideolojidir. Marksizm ise ferdin arzu ve isteklerini yok kabul ederek, toplum menfaati ugruna hür tesebbüs ve iradeyi ortadan kaldirir.

Isin özünde hem Marksist hem de Kapitalist ideolojiler ferdi görüse olan ferdin bencil isteklerine (egoizm) saygi gösterir. Ona cesitli alanlarda isletme özgürlügünü verirken, cevresindekilerin müsbet veya menfi etkilenmelrini dikkate almaz.

Örnek olarak bu toplumda vergisini veren bir genelev isletmecisi ödüllendirilir. Icki üreten sirketleri, bar ve pavyon isletmecileri basin ve yayin organlarinin en devamli müsterileridir.

Malum gazeteler ise ciplak kadinin haklarina(!) son derece saygi duyarlar.

Kapitalizm böyle sansli(!) kimse ve odaklarin istek ve arzularini gerceklestirme özgürlügü.

Yani aldatilmis ve masum kadinlarin gelecek ümitlerini kirletilmeleri ugruna genelev patronicelerine, sonu gelmeyecek dertlerini icki siselerine anlatarak kafalarini sahte mutluluga, paralarini uyusturucu tüccarlarina kaptirma özgürlügüne karsi Marksizm;

Sansli(!) olmayan yani isletme yoluyla baskalarini sömürme imkanina sahip olamayan kimselere yönelmekte, kendi ideolojisini bu gibilerinin ferdi ve bencil duygularini (egosunu) kiskirtarak, onlarin da kendi aralarinda birliktelik olusturarak, hakim kapitalist gücleri devirerek kendilerinin ayni pastadan pay almalari gerektigi üzerinde durur. Yani oyun ayni kalacak, fakat rol yapan aktörler degisecek.. Bir avuc mutlu kapitalist azinligin halki sömürmesinden kurtulunacak bir sinif yoldas votkalarini sahte cennetlerin(!) kuyruklarda ve karneyle dagitilan nimetlerini alabilmek ümidiyle bekleyenlerin serefine yudumlayacaklar.

Ifadeleri farkli da olsa temelde ayni olan iki zihniyet. Yani ferdi isteklerin (bencilligin) gelistirilmesi ve doyurulmasi ilkesi. Amaclari ayni, hitap edilen kesimlerin farkli oldugu iki ideoloji. Zulmü ayni, zalimleri farkli iki hayat görüsü. Kirk satir mi istersiniz, yoksa kirk katir mi?

Toplum icin varoldugunu iddia eden bir sistem sözünü ettigimiz bu düsüncelerden baskasini esas almalidir. Toplumsal ideoloji, cemiyete ve cemiyetin yararlarina karsi bireyde bir sorumluluk suuru gelistiren, ferdi cemiyet ugruna emeginin ürünleri ile özel mülklerinin bir kismindan vazgecmeye tesvik eden bir dünya görüsüdür. Fert, malinin bir kismini, cemiyete verirken bu mali cemiyetten caldigi ve cemiyette zorla aldigi icin vermemektedir. Tersine inandigi degerlerin bir ifadesi oldugu hissiyle vermektedir.

Toplumsal ideoloji, insanlarin bencil isteklerini degil de, cemaat duygusuyla, gönüllerindeki iyilik duygularini harekete gecirerek, cemiyetin hukuk ve mutlulugunu güvence altina alan bir dünya görüsüdür.

Iktisat Sözlügü

Tuna Han

Depozito: (Alm. Hinterlegung) Herhangi bir iste önceden yatirilan baglanma parasi. Devlet ihalelerinde buna gecici inanca (Muvakkat teminat) denir. Bu ön yatirim para olabilecegi gibi devlet tahvili, banka teminat mektubu v.b. olabilir.

Döviz: (Alm. Devise) Yabanci para.. Yabanci bir ülkeye ödemede bulunmak icin kullanilabilecek her türlü degerli kagitlar (cek, bono, police, senet, esham ve tahvilat) da döviz niteligindedir.

Dünya Bankasi (Alm. ~eltbank) Savas sonrasi onarim ve kalkinma hareketlerine kredi saglamak ve yabanci özel kapital yatirimlarini tesvik etmek icin kurulan dünya capindaki banka. 1944 yilinda Bretton ~oods konferansinda alinan bir kararla kurulmustur. Gercek amaci, büyük emperyalist amaclara araci olmak ve geri biraktirilmis ülkelere agir kosullu borclar vererek onlari tekelci kapitalizme bagimli kilmaktir. Üye ülkelere yaptigi hisse senedi satislariyla, bono satislarindan kaynaklanir. Muhatabi hükümetlerdir. Hükümet garantisi karsiliginda özel firmalara da kredi verir. Dünya siyonizminin kuvvetli bir baski araci olarak hükümetlere baski yaparak veya gerekli darbelerin finansörlügünü de yapmak gibi cok özel(!) görevleri de vardir.

Düopol: (Alm. Duopol) Bir pazarda ayni mali üreten sadece iki satici bulunmasi durumu... Bu halde hem rekabet, hem de tekel durumu var demektir. Bir cok aliciya karsi sadece iki satici bulunmasi bir tekel görünümüdür. Ne varki bu saticilar arasinda anlasma olmadigindan birbirleriyle rekabet etmeleri de zorunludur.

Düopson: (Alm. Duopson) Bir piyasada ayni mali arayan iki alici bulunmasi durumu... Söz konsu olan mal bu iki aliciya satilmak zorundadir, baska alici yoktur. Bu iki alici arasinda anlasma olsaydi, fiatlari bir dereceye kadar isteklerine uygun bir düzeyde tutabilirlerdi.

Determinizm: Ekonomik gerekircilik. Toplumsal olaylari sadece ekonomik nedenlerin belirledigini ileri süren görüs. (Tarihi maddecilik). Özellikle Charles Beard tarafindan ileri sürülmüs olan bu görüs metafizik düsünce sisteminin bütün yanilgilarini tasir.

Islam'da Ticaret Ahlaki (Sirketler, Ortaklik)

Mustafa Topatan

Burada mevzumuza gecmezden önce bazi kardeslerimizin, sikayet ve arzularina bir aciklama getirmek istiyorum. Örnegin: Birinci olarak; mevzularin daha teferruatli bir sekilde aciklanmasi talebi.

Biz burada dikkat edilirse meselenin fikhi yönünü ele alarak uzun uzadiya anlatmaktan kacindik. Zira böyle bir seye dalmamiz, bir dergide ele alinmasi halinde yorucu ve biktirici, belki bir kitap yazma usulü olacagindan, uzak durduk. Bu mevzuda okuyucuya, daha genis malumat sahibi olmak istiyorsa Üstad Doc. Dr. Hamdi Döndürücü hoca efendinin "Delilleriyle Ticaret ve Iktisat Ilmihali" (Erkam Yayinlari) kitabini tavsiye edebilirim.

Ikinci olarak; yeni ticarete atilmis veya tesebbüs etmek isteyen kardeslerin önce nelere dikkat etmeleri gerektigi sorusu.

Bu sorunun muhatabi olarak mücerred kendi bildiklerimle iktifa etmek cok kisir olur kanaatindeyim. Ama diger ehliyetli ve tecrübeli arkadaslar ile mütaala ve müzakere neticesinde dikkat edilmesi ve yapilmasi gerekenleri maddelestirerek bir risale halinde sunabilme imkanimiz olursa, cok faydali bir is yapilmis olur.

Mevzumuza yine sevgili Peygamberimizin ortaklik ile alakali bir hadisi ile basliyorum.

Rasulü Ekrem (s.a.v.) Islam´i teblig ile görevlendirilmeden önce Mekke´de Saib Ibni Sureyk isimli bir zatla, ortak ticari faaliyette bulunmustur. Nitekim Mekke´nin fethi gününde bu zat Peygamberimizin huzuruna gelerek; "Ya Rasulallah! Beni tanidiniz mi?" diye sormus, Rasulü Ekrem (s.a.v.) "Seni nasil tanimam!.. Sen benim ortagim idin, sen ne hayirli bir ortaktin" diyerek iltifatta bulunmustur. (El Mebsut, C. 11, S. 151)

Hakka riayet eden hayirli ortak övülmüstür. "Sen ne hayirli bir ortaktin." Bu iltifat her hayirli ortak icin gecerlidir. Rabbimiz bu iltifada müstehak, liyakat sahibi ortaklik kurmayi mü´min tüccarlara nasip eylesin. Amin!..

ISLAM'DA SIRKETLER:

Sirketi Mülk (Mülk ortakligi) ve Sirketi Akid (SözlesmeAntlasma ortakligi) diye iki kisma ayrilir.

1Sirketi Mülkün mahiyeti kisaca: satin alma, hibe, vasiyyeti kabul veya miras gibi bir sebeple, yahut mallari ayrilmasi mümkün olmayan bir sekilde karistirmak suretiyle; bir malin birden cok kimse arasinda müsterek olmasina sirketi mülk denir.

Müsterek mülkiyetin meydana gelmesi taraflarin rizasinin disinda ortaya cikarsa buna cebri ortaklik denir. Miras veya mallari karistirmak gibi... Taraflarin rizasiyla olursa buna ihtiyari ortaklik denir. Bir mali iki kisinin satin almasi gibi. Dolayisiyla mülk ortakligi cebri ve ihtiyari olarak iki kisma ayrilir. Hisselerin birlesmesiyle mülk ortakligi tahakkuk etmis olur. Mülk ortakliginda; ortaklardan biri digerinin hissesini onun izni olmadan tasarruf edemez. Riza varsa tasarruf edebilir. Bu ortaklikta gelir hisselere göre taksim olunur. Müsterek mülk, taksim etmeye elverisli ise; mesela ayni sayi ve kalitede bir mal ise, anlasma suretiyle taksim edilir ve ayrilir. Anlasma halinde yeni bir yatirima gecilebilir.

Burada müsterek mülkiyetle alakali bir noktayi daha izah ettikten sonra sirketi akide gecelim.

Müsterek mülkiyet malin cesidi bakimindan iki kisma ayrilir. Birincisi: Sirketi ayn´dir. Bu belli ve mevcut bir malda müsterek mülkiyettir. Yani esit oranda hak sahibidirler.

Mesela bir kisinin bir veya bir kac malda hak sahibi olmasi gibi. Ikincisi: Sirketi deyn´dir. Iki kisinin baska birinin zimmetinde bulunan nakit para veya maldan ne koparabilirse digeri onun o naktine veya kopardigi mala ortaktir. Yani nakti veya mali götüren: "ben benim hisseme düseni kurtardim, sen basinin caresine bak" diyemez. O koparilan hisseden diger ortaginin hissesini vermesi gerekir.

2Sirketi Akd´in mahiyeti kisaca: Iki kisinin ve daha cok kisilerin sermayelerini veya is güclerini ortaya koyarak kßr ve zarari paylasmalari üzerine kurulan sirkete sirketi akid denir.

Sermaye, nakit olabildigi gibi, is gücü ve itibar da olabilir. Hatta bazan is gücünün ve itibarin basli basina sermaye oldugu gecmisten günümüze kadar intikal eden bir hakikattir. Is gücü; tecrübenin, itibar ise ahde vefa, dogruluk ve sadakatin semeresidir. Buna dayanarak ortaya sermaye ortakligi, is gücü ortakligi, kredi ve itibar ortakligi gündeme gelir. Kisaca bunlarin tarifini yapalim.

Sermaye ortakligi: Ortaklar belli miktarda sermaye koyarak, bununla yapacaklari ticaretten elde edecekleri kßri paylasmak üzere sermaye ortakligi kurabilirler.

Isgücü ortakligi: Ortaklar mal yerine, san´at ve mesleklerini ortaya koyarak, birlikte is alabilir, ortak taahhütlerde bulunabilirler. Elde edecekleri kßri da anlasma esaslarina göre paylasirlar.

Kredi ve itibar ortakligi: Iki ve daha cok kisi, sermayesiz, yalniz kredileriyle (banka kredisini kastetmiyoruz, itibar ve güven kredisi), yani ödünc para kullanarak ya da veresiye mal alip satmak suretiyle kßr elde etmek ve bunu aralarinda paylasmak üzere ortaklik kurulabilir. Bu sirket cesitleri müfavaza, inan veya müdarebe tarzlarinda olur. Ilerde bunlari izah edecegiz.

Burada hemen aciklamak istedigim bir mesele daha var; Ortaklikta kßra ortak oldugu gibi zarara da ortak olma esastir. Ortakligin temelini olusturan kesin usul ve kaidedendir bu. Ortaklardan biri ortaklik sarti olarak "ben kßrin yarisina veya bir kismina ortagim, lakin zarara karismam" sarti getirse bu batildir. Hatta beseri "ortaklik" sistemine de terstir. Argo bir tabirle "ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin". Ya zarara da ortak olacaksin ya da hic ortak olmayacak elini etegini bu meydandan cekeceksin. Ticarette kßr etme ihtimali kadar da zarar ihtimali vardir. Eger orana vurursak, her ikisi de esittir. Ancak kisi tecrübe ve atilimlariyla kßr oranini yükseltmeye calisir. Fakat yine de yüzde yüzlük garanti veremez. Bazi cambazlar konusurken havada yakalar, tavada pisirir. Bazan isin ic yüzünü bilen ve olaylari oldugu gibi anlatan kimsenin vermedigi garantiden uzaklasan kimseler arzettigim cambazlarin "kar" pisen tavasinda kizartma olmuslardir. Halbuki gercegi bilen ve ifade eden daha güvenilir ve daha emin kimsedir. Bu hususiyle yeni atilimcilarin kulagina küpe olsun.

Baslarken    Güncel    Dünyadan    Ayin Özeti   Ekonomi    Hanimlar Kösesi    Meydan    Siir  Kultur&Spor