1  Müslüman Kadinin Sokaga Çikmasi

2 Örnek Hanimlar (Haya Timsali Hz. Fatima (r.a.)
 

 

Müslüman Kadinin Sokaga Çikmasi

Adil Emre

Saglikli bir toplum yapisi icin Islamiyetin cahili sistemlerin aksine kadini sokaklara degil de evlere yöneltmeyi öngördügünü önceki yazilarimizda belirtmistik. Islam´in kadina yükledigi misyon ile de en güzel bir sekilde örtüsen bu gercek, kadini konu edinen bütün muteber kitaplardan secilip cikartilabilinecegi gibi, ebedi hayat rehberimiz Kur´ani Kerim´de ve O´nun pratigi konumunda olan Sünnet´te de hicbir tevile gerek kalmayacak bir aciklikla belirtilmistir.

"Agir basli bir sekilde evlerinizde oturun ve cahiliyye devrindeki gibi süslenerek sokaga cikmayin!" Ahzab 33

Kadinin biri gelerek, "Ey Allah´in Rasulü istiyorum ki, namazlarimi hep sizinle birlikte kilayim." Rasul a.s.: "Biliyorum. Fakat evinin bir kösesinde kilacagin namaz, bir odada kildigindan; bir odada kildiginda (yine) evinde (fakat) acikta kildigindan daha üstündür. (Tipki bunun gibi) Evinde kilacagin bir namaz camide kildigindan, yakinlarina ait bir mescidde kildiginda cuma namazi eda edilen büyük camilerde kilmandan daha üstündür." Ahmed Ibni Hanbel, Taberani.

Burada acikca görülmektedir ki, kadinlarin namaz hususundaki yönlendirmeleri, bu hususta erkekler icin konulan tertipin tamamen aksinedir. Zira erkek icin en faziletli namaz toplu olarak camide eda edilen namaz olmakla beraber, kadin icin durum degismekte, onun evinde kildigi namazi Rasulullah´in imamliginda Mescidi Nebevi´de kildigi namazdan daha üstün tutulmaktadir. Ibadet icin en güvenilir yer olan camiye cikis hususunda bile durum bu olunca varin gerisini siz düsünün...

Hemen belirtmekte fayda var ki, buradan kadinin mutlak olarak camiye veya sokaga cikamayacagi anlami cikartilmamalidir. Bizim burada vurgulamak istedigimiz husus her seyden evvel Islam´in kadinlar hakkinda ortaya koydugu genel esprinin anlasilmasi, dahasi illa da disari cikilacaksa ki bu kacinilmaz uyulmasi zorunlu olan prensipleri aciklamaktir.

Her ne kadar kadinlar icin evlerinin daha hayirli oldugu bildirilmisse de, ihtiyaclarini gidermek icin sokaga cikmalari konusunda kendilerine izin verilmistir. "Allah ihtiyaclarinizi gidermek icin sokaga cikmaniza izin vermistir." Buhari, Müslim.

Pek tabii ki gerekli ihtiyaclarin zaman ve zemine göre degisiklik arzetmesinden dolayi, bunlarin ne olduklarini liste halinde kadinlara sunma imkani olmadigindan genel olarak, basta tesettür olmak üzere asagida aciklayacagimiz sartlar dahilinde kadinlarin da sokaga cikabilecekleri esas kabul edilmistir.

Imanlarinin tabii sonucu olarak kadinlarimizin her hususta oldugu gibi cevre ile iliski konusunda da diger kadinlardan ayristiklari kendilerine has prensipleri vardir. Bunun tabii tezahürü olarak müslüman kadinin günlügünü, adeta birinde övülüp helal kabul edilen, digerinde yerilip haram kabul edildigi iki ayri dünya olusturur, olusturmalidir!!

Kadinlarimiza ömürlerinin ekserisini gecirdikleri ve birinci dünyalari diye adlandirmak istedigim evlerinde özellikle günümüzde dalga dalga kabaran bir fuhus denizi misalinde olan toplumda, kocalarinin siginip selamet bulabilecekleri bir iskele olabilme amacina yönelik olarak; ikinci dünyalari dedigimiz sokaklara kiyasla daha genis bir serbestlik taninmistir. Örnegin: Onlara evlerinde arzu ettikleri gibi giyinip süslerini teshir etmelerine müsaade verilirken, sürme cekmeleri ve güzel kokular kullanmalari hos görülmüs, kocalariyla konusurken zarif ve yumusak ses tonunu tercih etmeleri tavsiye edilip, harmonik bir aile yasami icin evinin icinde kadina her zaman dinamik, zinde olmasi salik verilmistir.

Peygamberimizin kendisine sevdirilen üc sey olan, gözünün nuru namazin yaninda kadin ve güzel kokuyu zikretmesi bu inceligi cok güzel bir sekilde aciklar.

SOKAGA CIKMANIN SARTLARI:

Kadinlarimizin disariya cikarken uymak zorunda olduklari prensiplerin basinda evin reisi (Nisa Suresi, 34. ayet bkz.) konumunda bulunan kocalarindan/babalarindan izin almalari gerekmektedir.

"Kocasindan izinsiz sokaga cikan kadina evine dönünceye kadar melekler lanet eder." buyurulmaktadir. (Taberani)

Bu hareket arti olarak belki de evde kavgaya sebep olup huzuru kaciracagindan yasaklanmistir.

Ikinci uyulmasi zorunlu olan sart kadinin Islam hukukunun sinirlarinin belirledigi bir tesettür (ileride daha genis islenecektir) ile sokaga cikip, süslerini teshir etmemesidir. Yukarida zikrettigimiz gibi evinin icinde bu hususta serbest birakilan kadina bu sefer toplum yararina tesettüre riayet etmesi farz kilinmistir.

Bu hususta uyulmasi zorunlu olan sartlardan bir tanesi de yine müslüman kadina evinin icinde kullanmasi tavsiye edilip hos görülen güzel kokusunu disariya cikarken kesinlikle kullanmamasidir. Havaya karisip genis bir alana yayilma özelligi bulunan güzel kokular parfüm Allah Rasulü tarafindan bir cok hadisde yasaklanmistir.

"Güzel koku sürünerek sokaga cikan kadin zina etmis gibidir." Tirmizi.

"Camiye gelen kadin güzel koku sürünmesin." Müslim.

Müslüman kadinlara disarida yasaklanan hususlardan bir tanesi de sokaklarda endamli ve cilveli tavirlarla kirita kirita yürümeleridir.

Kocadan baska herhangi bir erkegin nazarini celbedecek bütün hareketlerden müslüman kadin siddetle kacinmalidir.

"Cahiliyye devrinin kadinlari gibi kiritmayiniz." Ahzab 33

Sokaga cikma hususunda kadinlarimizin uymak olduklari diger bir sart ise, eger yabanci erkeklerle konusma zarureti olursa alisveris gibi onlarla ihtiyac oldugu kadar tok bir ses tonuyla konusmalari; erkege ileriye dönük bazi ümidler verecek lakayt ve fiskos seklinde detayli olarak konusmamalaridir.

"Icinizde Allah korkusu varsa (erkeklerle) fiskos etmeyin. Ancak kalbinde hastalik bulunanlar (böyle yapmakla) bazi seyler ümid ederler. Konusurken cazibeli bir sesle konusmayin. Ciddiyet ve agir baslilikla söz edin." Ahzab 32

Yeri gelmisken belirtmekte fayda vardir ki, görüldügü gibi kadinin sesi haram kilinmamistir. Bu sebepten dolayi telefonlasma esnasinda bazi kadinlarimizin karsi taraftan bir erkek sesi duyunca hemen ahizeyi kapattiklarina sahid oluyor, duyuyoruz. Bu hareket yersiz olmakla beraber belki de israftir. Dogru olani zikredilen edeb dahilinde selamlasip konusmak istenilen sahsin telefona cagrilmasini istemektir.

Kadinlarimizin dis dünyalarinda uymak zorunda olduklari önemli prensiplerden sonuncusu ise hangi sartlarda olursa olsun yabanci bir erkekle tokalasmak icin el uzatmamasi, kendisine uzanan elleri de uygun bir sekilde geri cevirmesidir. Son zamanlarda cesitli tevillerle sIk sIk sahid oldugumuz bu hareket yine bir cok hadisi serifle acikca yasaklanmistir.

Hz. Aise´den rivayet edildigine göre Allah Rasulü nikahlari altinda bulunmayan hicbir kadina elleriyle dokunmamistir. (BuhariMüslim)

Sonuc olarak deriz ki; müslüman kadin icin en hayirli ve ideal olani evinde kalmasidir. Fakat sartlar onu sokaga cikmaya zorluyorsa hangi mekan ve zamanda bulunursa bulunsun zikredilen sartlara riayet ederek sokaga cikabilir.

Bir dahaki sayiya ulasmak ümidi ile..

Düzeltme: Gecen sayimizda bu sayfalarda yayinlanan yazar kardesimiz Adil Emre´nin Aile ve Egitim baslikli yazisinda Kadin ve Egitim ara basliginin üstündeki paragraftaki bir cümlede "Böyle olaylarin meydana gelmemesi" olarak cikmasi gereken ifade "meydana gelmesi" seklinde dizilmistir. Burada düzelterek okuyucularimiz ve yazar kardesimizden özür diliyoruz.

Örnek Hanimlar (Haya Timsali Hz. Fatima (r.a.)

       Hatice Topatan

Egitim ve ögretimle ilgili kisa tariflerimizden sonra, bu önemli isi omuzlarina alan, bu görevi yapmaya calisan kurum ve kuruluslara, bireylere ve onlarin sorumluluklarina gecelim.

Dogru bilgilere ulasmak insanin tek basina basarabilecegi bir is degildir. insana mutlaka yardimcilar ve ögreticiler lazimdir. Yalniz ilim ögrenmek ve yalniz ögretimle yetinmek kafi degildir. irade ve arzulara yön verecek egitimle ihtiraslari yenmeyi de ögrenmek sarttir. Dolayisiyla egitimin ögretimle tamamlanmasi esastir.

Simdi bu iste görev ve sorumlulugu olan kurum, kurulus ve bireyler kimlerdir onlari taniyalim:

1-Devlet, sistem, hakim gücler... v.b.

2-Okul, Yurt, Kur´an Kurslari, Ögretmenler... v.b.

3-Aile, AnaBaba, ailenin diger fertleri, dede, nene, abla, abi v.d.

 

1-Devlet, Sistem, hakim gücler...:

Burada su an iki devletli konumundayiz. Yani bizler Avrupa´da yasayan müslümanlar olarak iki devletin egemenligi altinda yasamaktayiz;

a-Almanya´da yasayanlar icin Alman devleti, Avrupa´nin baska bir yerinde yasayanlar icin de icinde yasadiklari ülkenin devleti.

b-Esas memleketimiz olan Türkiye´de mevcut olan Türkiye Cumhuriyeti.

a-Alman devletinden kendimiz icin bir seyler beklemek safliktan öte aptallik olur. cünkü Almanin niyeti bizi asimile etmek. Entegreye bile razi degiller. cünkü Türklerin Almanya´ya gelisinin 30. yili dolayisiyla yapilan toplantilarin neticeleri bunu göstermektedir. Bu neticeleri incelerseniz hakkimizdaki niyetlerini nasil acikca ortaya koyduklarini görürsünüz. Uzmanlarinin yaptiklari arastirmalar sonucu söyle bir neticeye variyorlar: Buradaki insanlari 30 yildir asimile edemedik. Fakat Türkiye´deki insanlar daha fazla batiya asimile oluyorlar. Bu tesbitten sonra nedenini arastirmislar ve su sonuca ulasmislar: Türkiye´de yillardir yapilan TV yayinlari toplumu bu degisiklige götürdü. Batidan aktarma programlar bu toplumu etkileyerek daha cabuk degismesini sagladi. Öyleyse biz de Türkce programlarinin (Almanya´da) Avrupa´da yayinlanmasini tesvik edelim. Hatta programlarin hazirlanmasini da biz üstlenelim. Farkinda iseniz, Türkce TV kanallari son yillarda birden bire Avrupa´da da rahat bir sekilde izlenmeye basladi. Bu artisa izin verilmesi bizleri cok sevdiklerinden degil, bizleri cok düsünmelerinden falan da degil. Bizleri dinden, imandan edip tam bir batili gibi yasamaya alistirmak icin. Zaten bunlardan daha iyi seyler beklemek yanlistir. Gercekci degildir.

b-Memleketimizde mevcut olan devlete düsen görevler nelerdir?

Bu mesele cok önemli bir meseledir. Bizim ülkemizde ise cok önemli meselelerle ugrasilmaz. Bu meselenin siyasi, ekonomik ve politik zaviyeleri vardir. Bunlar bilinip, ona göre aktif ve etkili bir yol izlenmesi gerekir. Ama bizim dünya siyasi platformundaki yerimiz belli. Politikamiz yok. Ekonomik olarak gücümüz ortada. Bu hedefsiz politikalarla, kaypak siyasi yaklasimlarla, parasi pul olmus bir ekonomi ile, buradaki insanimizin Egitim ve Ögretim problemlerine merhem olmak mümkün degildir.

2-ikinci sorumlu olan okul, yurt ve Kur´an kurslari v.b. ise birincinin emrinde ve sisteme entegre olmus bir vaziyettedir. ikinciden, birinciden daha fazlasini beklemek de bizim icin kendini kandirmak veya gercekler karsisinda kafamizi kuma gömmek olur. iyi olanlari olsa bile o kadar ki, yekuna fazla etki edemedikleri icin istisna olarak kaliyorlar veya bu gün kalmaya mahkum durumdalar...

(devam edecek)

Baslarken    Güncel    Dünyadan   Ayin Özeti    Ekonomi    Hanimlar Kösesi    Meydan    Siir   Kültür&Spor