Faruk Eşlik


Durmak yok; nöbete devam 24.07.2016

 

 

Üç yıl önceydi: Mısırda darbeci ordu mensupları Siyonist güçlerin de desteğiyle seçilmiş yönetime el koymaya kalkışmış ve Mısır halkı Adeviyye Meydanında darbeye dur demek için toplanmıştı.

 

Yüzlerce şehit verildi. Mısır halkı günlerce meydanda direnmişti. İzmir Konak Meydanını 3 gün boyunca “Kardeş Adeviyye Meydanı” ilan ettik. İzmir için bir ilkti bu durum. İkinci ve üçüncü günler meydana sığmaz olduk.

 

İzmir tarihinde ilk defa Konak Meydanında binlerce kişiyle cemaatle namaz kılınıp dualar ediliyordu. Yanımıza gelip “İzmir’de bunu da gördüm ya, ölsem de gam yemem” diyenler vardı. Bu ortamı görmek ve şahit olmak için şehir dışından gelenler vardı. Başka şehirlerde daha kalabalık kitleler meydanlarda olmasına rağmen herkes şaşkın gözlerle İzmir’i izliyordu.

 

Daha 2 ay önce gezi kalkışmasını yapanlar bile şaşkındı bu duruma. Onlar da geldiler ve şaşkınlıklarını bizimle paylaştılar.


Bir şehrin meydanları ıssız, 
insanları sessizse,


sokakları duygusuz, 
sabahları hareketsizse,


kaldırımları bereketsiz, 
yolları izsizse,

o şehrin meydanlarını dua dua doldurmak gerekir.”

(22.08.2013-F.Eşlik-İzmir) diyerek başlamıştık nöbete.

 

Mısır halkına yapılan darbe girişimi için toplandığımız o günde şöyle dua etmiştik: “Ey Rabbimiz! Mısır’daki Müslüman Kardeşlerin başına gelen bu musibeti bundan sonra hiçbir İslam Ülkesine nasib etme”

 

Aradan tam üç yıl geçti ve yine Konak Meydanındayız; nöbetteyiz. Amerika Mısır’da yaptı(rdı)ğı darbenin aynısını ülkemizde de yapmaya kalkışmıştı. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi gibi ülkemin namaz kılan, Kur’an okuyan Başkomutan ve Başkanını devirmek istediler.

 

Mısır’da nasıl büyütüp beslediği kukla-piyonlarını kullandıysa Türkiye’de de Fetullahçı Terör Örgütünü öne sürmüşlerdi. Plan aynıydı fakat Mısır, geçmişte Osmanlı’nın vilayeti olan bir ülke iken burası dünyaya hükmeden Osmanlı Devletinin Merkeziydi.

 

“Bedel ödemediğimiz hiçbir zafer bizim değildir. Ne mutlu bedel ödeyenlere.”

diyen, meydanlarda tankların altına yatan, dualar etmekle birlikte kamyonlara binip meydanlara koşan teyzeleri olan, sokağa çıkma yasağı safsatasına aldırmayıp meydanlara koşan, liderine sahip çıkan bir millet vardı karşılarında.

Ama burası İzmir’di, adı çıkmış bir kere, ne olacaktı burada?

 

İzmir üç yıl önce dualarla doldurmuştu meydanlarını, kırmıştı zincirlerini, hiç düşünmeden çıktılar sokaklara, hiç hesap yapmadan indiler Konak Meydanına.

Oradaydık; sahip çıktık her ne varsa sahip çıkılması gerekenlerimize. Hala oradayız, orada olmaya devam edeceğiz. “Tanklar gelse de burnunu kırsak” diyenler var burada; buyursunlar.


Nöbetimiz ümmetin nöbeti,

Allah yolunda, vatanı ve milleti için şehit olanların nöbeti,

İslam coğrafyasının umutlarının nöbeti,

siyonizme ve uşaklarına direnişin nöbeti,

Gelecek nesillerimizin nöbeti.


Yazarın diğer yazılarına Yazarlar bölümünde ulaşabilirsiniz.