1 Kapitalizm ve Teorileri

2 Iktisat Sözlügü

3 Islamda Ticaret Ahlaki (Sirketler, Ortaklik)
 

 

Kapitalizm ve Teorileri

Tuna Han

Kapitalizm önemli ölcüde, sermayenin egemen oldugu bir ekonomik sistem olarak ifade edilmektedir. Bu düzende bütün kurallarin kökeninde su üc unsur yer almaktadir. Kazanc, rekabet ve rasyonellik. Kapitalist insanin ekonomik faaliyetlerinin amaci para kazanmaktir. Bu yasam düsüncesi kapitalizm öncesi sistemlerde, özellikle derebeylik caginda, ekonomiye hakim olan "gecim icin kazanc" düsüncesine tam anlamiyla ters düsmektedir. Kazanc, ekonominin amacini teskil ederken, kazanma isleminde ortaya cikan tutum, rekabet fikrinin özünü bicimlendirmektedir. Bu tutum disardan bir para kazanma serbestisi olarak görülebilir.

Kanundaki serbestinin yaninda, kapitalizm esas olarak, insanin tabii gücünün, kisisel olarak, ortaya cikarilmasi iddiasi üzerine dayanmaktadir. Bunun icin iktisadi faaliyet, kisisel riskle icice girmistir. Fakat cezai müeyyideleri ihlal etmeksizin, müesseseler iktisadi bir basari icin, istedikleri tarzda, birbirleriyle mücadele etmekte serbesttirler.

Bütün ekonomik faaliyetler, sadece kazanmaya dönük oldugu zaman, sistematik, rasyonel ve amaca adapte edilmis gözüken ekonomik davranis usullerini benimseme geregi, kacinilmaz olmaktadir. Bu yüzden iktisadi rasyonellik kapitalist sistemin ücüncü hakim fikri olmaktadir.

Gercekte kapitalizm gide gide bugün "para dini" veya "dolar diktatörlügü" olmaktadir. Bu durumu Thus H. G. ~ells söyle ifade eder: "Kapitalizm öyle bir sey ki, hicbirimiz onun tarifini yapamiyoruz. Genellikle "kapitalist sistem" diye ifade ediyoruz. Bu geleneksel bir usul, o kontrolsüz kazanma enerjisi, yoldan cikmis kötü firsatlar ve israf edilen bir hayattan ibarettir."

Merkezi bir ekonomik planlamanin olmayisi, kapitalizmin en belirgin özelliklerinden biridir. Kapitalist ülkelerdeki ekonomi, esasta bagimsiz milyonlarca insanin kisisel girisimi üzerine dayanmaktadir. Fiatlar rekabet kosullari icerisinde cari piyasanin bir sonucu olarak olusur.

Kapitalist ekonomide merkezi planlamanin olmayisi tüketicinin egemenligini zimnen ifade etmektedir. Esit olmayan bir gelir dagilim düzeninde tüketici egemenliginin pek az bir anlam tasidigini da ifade edebiliriz.

Meslek secimindeki serbestiden de kapitalizm icin bahsedebiliriz. Bu serbestiyet belirli kalifikasyonu olan yeterli sayidaki daha cok ihtiyac duyulan bir sanayi dalina cekmek icin ücretlerin, o sanayi dalinda gerekli isci akimini saglayacak kadar yüksek olmasini gerektirir.

Serbest tesebbüs kapitalizmin diger bir özelligidir. Özel tesebbüs hürriyeti, üretim araclarinda özel mülkiyeti zorunlu kilmaktadir. Bu mülkiyet hakki olmaksizin, sahsi tesebbüs özgürlügünü ifade eden plansiz bir ekonomiye sahip olmak imkansiz olacaktir. Kapitalizmde tasarruf hakki ile desteklenmekte ve güclendirilmektedir. Miras hakki üretim vasitalarinin mülkiyetini devlete birakmayi amac edinen bir sistemde seve seve bagislanamaz.

Kapitalist bir ekonomi sisteminde, yatirim firsatlarindan yararlanmak isteyen mütesebbisler, yatirimin hasilasindan faiz ödemeyi teklif ederek kisisel tasarruflari elde etmeye calismaktadirlar.

Kapitalist ekonomi bir rekabet modelidir. Bütün üretim ve dagitim isleri piyasadaki gücler tarafindan düzenlenecekse; yeterli ölcüde bir rekabetin saglanmasi zorunludur. Bu rekabet sistemi icerisinde, her sahis en fazla verim saglayacagi yere oturacaktir. Liderlik ve yürütme organlarinda calismaya yetenekli olanlar basarili mütesebbisler olacaklardir. Böylece uygun bir yerde calismasi saglanmis olacaktir.

Kapitalizmin mutlu bir dünya düzeni ile ilgili hipotezlerini (faraziyelerini) incelemeye calistik. Gelecek sayimizda konumuza devam etmek ümidiyle...

Iktisat Sözlügü

Tuna Han

Damping: (Alm. Dumping) Kapitalist üretim düzeninde normal rekabet kosullarina aldirmayarak mallarin dis pazarlarda zararina satilmasi. Dampingin amaci rakipleri piyasadan kacirmak, elverisli durumlarda onlari yok etmek, ya da asiri mal birikimini tasfiye etmektir. Devlet ic pazarda o malin fiatini yükselterek, damping yapanin zararini kapatir. Ya da zarari bütün üreticilere yayarak paylastirir.

Dara: (Alm. Tara) Tartarken malin konuldugu kap ve benzerlerinin agirligi.. Önce bunlar tartilir ve daha sonra bunlarla birlikte tartilan malin gercek agirligini bulmak icin bunlarin agirligi tartidan düsülür.

Darbogaz: (Alm. Engpass) Kapitalci üretim pazarlarindaki sIkIntIli durum... ikinci dünya savasindan sonra kullanimi moda olmus bir deyimdir. Örnegin döviz yoklugundan ötürü ithalat yapilmamasi bir dar bogazdir. Deyim "asilmasi gerekli" anlamini da icerir.

Dardanizm: (Alm. Dardanariat) Fiatlari yükseltmek icin stok fazlalarini yok etmek. Kapitalci üretimin plansizligindan dogar. Mal bollasinca fiatlar düser, kâr da azalir. Bu yüzden kapitalciler fazla mali yakarlar, ya da denize dökerler. Bir yanda milyonlarca ac insan o mali bekleye dursun, kâri artirmak ugruna mallar yok edilir. Islam dininin haram kildigi bir davranistir.

Deflasyon: Para degerinin azaltma yoluyla tüketimin kisitlanmasi.. Enflasyon deyiminin karsitidir. Piyasadaki para, devlet eliyle cekildigi gibi bankalarin krediyi kesmeleri ya da iskonto faizlerini yükseltmeleriyle de azaltilir. Paranin ve kredinin azaltilmasi fiatlari ve ücretleri düsürür.

Dekont: (Alm. Kontoauszug) Hesap bildirgesi; gün, hafta, ay, yil gibi belli dönemler sonunda, ya da bir hesabin kapatilmasi durumunda borclu ya da alacakli hesabinin ilgiliye gönderilen örnegi... Baskalari tarafindan bankadaki belli bir hesaba yatirilan paralarda böyle bir bildirgeyle ilgiliye bildirilir. Bu bildirgeler bankadaki hesabin genellikle son durumunu gösterirler.

Islam'da Ticaret Ahlaki  (Islami Alisveris)

Mustafa Topatan

"Dogrusu, ortaklarin cogu birbirlerinin haklarina tecavüz ederler. Ancak, iman edenler ve salih amellerde bulunanlar müstesna, (onlarin) sayilari da ne kadar azdir." K.K. 38/24

Sahabelerden biri "Ya Rabbi beni sayilari az olan kullarindan eyle" diye dua ediyor. Bunu isiten Ömer (r.a.) efendimiz: "Böyle dua mi olur?" diye cikisiyor. O da cevaben yukaridaki ayette gecen ve istisna edilenlerden olmayi murad ettigini söylüyor. Bu söz Ömer efendimize "Bütün insanlar senden daha fakih ya Ömer" sözünü söylettiriyor. (Kurtubi Tefsiri, c. 15, S. 179)

Mevzumuzun kaynagi olmasi hasebiyle teberrüken bu ayeti kerimeyi zikrettik. Gecen yazilarimizda da oldugu gibi burda da "Nakli" kaynaklarla hadiseye isIk tutmaya calistik. Müslüman is adamini, müslüman olmayandan ayiran, mutlaka kalbinde tasidigi "iman" cevheridir. iman sahibini ameli salih islemeye sevkeden bir motor vazifesi görür. Ticari hayatta da helal ve harami tesbit ve tayin noktasinda da bir terazi ve ölcüdür. Helala dogru kosturur. Harama gelince civi gibi durdurur veya durdurmalidir. Bununla hayatimizin "Islam"la ihata edildigi ve "Islam"siz bir atmosfer disina cikmanin imkansizligi herhalde anlasilmistir. Sirket kavramina gecmeden önce bu husustaki Kur´ani delile bir bakalim. Ana bir kardeslerin miras hisseleri belirtilirken, "Onlar ücte birde ortaktirlar" K.K. 4/12

Hadislerde: (Kutsi) "iki ortak birbirlerine hiyanet etmedikleri sürece ücüncüsü benim. Eger onlar birbirlerine hiyanet ederlerse, ben aralarindan cekilirim." (Ebu Davud, Kitabul Bûyu)

"Allah´in kudret eli, ortaklar birbirlerine hiyanet etmedikleri sürece onlarin üzerindedir." (ElMugni)

Sirket kavrami: iki ve daha cok kisi arasinda gelir elde etmek icin kurulan ticari müesseseye konulan ad´dir. Asli arapcadir ve manasi iki sermayeden birini digerine birbirinden ayrilmayacak sekilde karistirmak demektir. Günümüz teriminde münferid bir sahsin kurdugu sermaye karisimi bulunmasa bile "sirket" ünvanini almaktadir.

Asrimizda Islam ahkaminin yürürlükte olmadigi da göz önünde bulundurulursa, sirketler: ilahi ve Beseri olmak üzere iki kisma ayrilirlar.

Ilahi´den kasdimiz; kaynagi Kur´an, Sünnet, Icma ve Kiyas olan ve bunlar esas alinarak kurulan sirketlerdir.

Beseri ise; bu zikredilen maddeler esas alinmadan akli ve nefsi (yer yer ilahi ile bagdassa bile) kurulan sirketlerdir.

Helal ve harami gözeten müslüman isadaminin aklina hakli olarak su soru gelecektir: Islam ahkaminin veya degisIk bir ifade ile ilahi olmayan sistemlerin hükmettigi bir ortamda ilahi sirketlesme nasil olur, böyle bir müesseseye bir defa kanunlar müsait degildir. Bu soru dolayisiyla diger bir soruyu gündeme getirecektir. O da: Beseri kanunlar müvacehesinde kurulan sirketlerin mesruiyyeti nedir? Mesru degilse buna nasil bir mesruiyyet kazandirilir? olacaktir. Biz bu sorunun cevabini vermek icin meseleyi iki yönüyle ele alacagiz:

Birinci yönü: Resmi veya kanuni (mevcut sisteme göre)

Ikinci yönü: Kendimize ve ticari muamele icerisinde bulundugumuz sirketlere yönelik olacaktir.

Önce beseri sistemler icerisinde en yaygin sirketlerin mahiyeti hakkinda malumat verdikten sonra, Islami sirketlere gececegiz ve beseri sirketlerle olan münasebetini, kesistigi yeri veya tezatlari tesbit etmeye calisacagiz.

Beseri ticaret kanunlarina göre sirketler mal ve sahis sirketi olmak üzere ikiye ayrilir:

a-Mal sirketi "anonim sirket" (ortaklik) adini alir. Bunda ortaklarin rolü bulunmaz. Ana para belirli olup, paylara bölünmüstür. Sirket borclardan ötürü yalniz sirketin mal varligi ile sinirli sorumludur. Ortaklarin sorumlulugu da taahhüt ettikleri sermaye paylari ile sinirlidir. Yani sirket iflas sonucu feshedilse bile ortaklarin sirket borcundan dolayi sahis olarak dava ve takip edilmelerine yasal imkan bulunmaz.

b-Sahis sirketleri ise, komandit, limited ve kollektif sirketlerdir.

Komandit Sirket: Bir ticaret isletmesini, ticari bir ünvan altinda isletmek üzere kurulan ve sirket alacaklarina karsi bir kisim ortaklarin sinirsiz, bir kismini ise koyduklari sermaye miktari ile sinirli sorumlu bulundugu bir sirkettir. Burada sinirsiz sorumlu ortaklara "komandite", sinirli sorumlu ortaklara ise "komanditer" denir.

Limited Sirket: iki ve daha cok kimsenin, bir ticaret ünvani altinda kurup, ortaklarin sorumlulugu, anonim ortaklikta oldugu gibi sirkete koyduklari sermaye miktari ile sinirli bulunan bir ortaklik cesididir.

Kollektif Sirket: Ticari bir isletmeyi, bir ticaret ünvani altinda isletmek üzere gercek sahislar arasinda kurulan ve ortaklarin sorumlulugu sirket alacaklarina karsi sinirsiz bulunan ortaklik cesididir. Ortaklar sirket borclarindan müteselsilen ve sahsi servetleri ile sorumludurlar.