1 Öykülerden... "Gezer"

2 Kur'an Egitiminde Bilgisayar 

Öykülerden... "Gezer"

Abdulkerim Bulat

Gökyüzü parlak ve hava sakindi. Piriltilar semanin sedef aynasindan dünyaya yansirken, ac olan midesinin gurultusunu isitiyordu. Bu yüzden olacak bir simit alip ac midesini yatistirmaya karar kildi.

Günlerdir, hatta aylardir issizdi. Dolasmadigi han, gezmedigi mekßn kalmamisti. Öyle ki, ayaklarina kara sular inmisti. Safligindan midir, öyle görünmesinden midir, yoksa soyadinin "Safoglu" olmasindan mi, agarmis sacindan veya kamburlasmis belinden midir bilinmez bir türlü is vermemislerdi simdiye kadar. Ama her ne kadar saclari agarmis, beli kamburlasmis olsa da güclüydü ve gencti henüz. Hem bir kere gönlü gencti...

Cebindeki paranin yavas yavas kendisine veda ediyor gibi bir tavir takinmasi asabini bozuyordu. Bir an evvel bir is bulmasi gerekliydi. Oturdugu bankta, son simit lokmasini da agzina götürürken ic gecirdi. Basinda siddetli bir agri karargahini kurmus, benzi sararir gibi olmustu. Gözleri etrafi esef dolu piriltilar ile tararken kaslari inadina catikti. Ne kadar zaman gecmisti bilemedi ki, gözleri bir binanin duvarina monte edilmis bir yaziyla karsi karsiya gelince irkildi. Okumaya calisti. "is ve isci Bulma Kurumu" yaziyordu. Sasirdi. Yaniliyor muyum diye tekrar okudu. Hayir yanilmiyordu, dogru okumustu.

"Ne yiktilar ki bunu yaptilar" diye sayikladi. Sonra ekledi: "Herhalde bize de bir is bulurlar. Öyle ya niye dikmis buraya bu binayi devlet? Vatandasina is bulunsun diye. Meger bizden habersiz millete is bulunuyormus da benim haberim yokmus.

Elleri ile kafasini dövdü. Aylardir bosu bosuna orada burada gezecegine buraya gelseydi coktan bir is sahibi olacakti.

"Ah benim aptal kafam" diye inleyerek ayaga firladi. Binanin kapisi önüne geldiginde ölcüsüz bir karamsarlik hatta bir kararsizlik icinde cirpiniyordu yüregi. Heyecani gögüs kafesini zorlayacak sekilde siddetliydi. Kapiyi iterek iceri girdi.

Afedersiniz, dedi cam arkasindaki memura, is ariyordum da.

Dik dik bakti memur:

Kayit mi yaptiracaksin? diye sordu.

Yok is ariyorum.

Ilk defa mi geliyorsun buraya?

He ya ilk defa.

Belli oluyor, vasifli misin?

Bakisina bir mana veremedigi gibi sözlerini de tam anlamamisti memurun.

.......

Yani meslegin var mi?

He!.. var, var ya. Sonunda ben de bir meslek sahibi oldum. Memur camin acik kismindan önüne ufak bir kagit parcasi uzatirken bagirdi: Birinci kata..

Adimlarini merdivenlere dogru yöneltirken yeni yeni hülyalara daldi. Kafasinda neyin ve nelerin hayalini kurdugu pek bilinmez ama gözlerindeki piriltilar gönlündeki sevincini aksettirmeye yetti. Bir is sahibi olabilmenin heyecani ile kosar adimlarla cikti merdivenleri. Kata geldiginde nefes nefese idi. Gözleri "Vasifli Kayit Yeri" levhasina takilinca istikametini o tarafa cevirdi. Sira vardi, fakat öyle uzun degildi. Zaten hemen sira kendisine geldi. Zira memure hanim gelenlerin sadece nüfus cüzdanlarini bir de alt katta verilen üzerinde "vasifli" yazan kagitlari, onlarin tabiriyle fisleri alip, siraya koyuyor ve tabi sert bir sekilde beklemeleri gerektigini söylemeyi de ihmal etmiyordu.

Neden sonra, isminin okunmasi üzerine cagrildigi yere yanasti. Az bir müddet bekledi. Karsisindaki memure hanim önündeki kagida bir seyler karalarken, kalemine zikzaklar cizdiriyordu. Kalemini kagit üzerine attiktan sonra cayindan bir yudum aldi. Bir daha.. ve bir daha. Bardagi cay tabaginin üzerine birakirken, gürültü cikarmasina aldirmadan tekrar kalemini aldi. Sonra muhatabina bakmadan sordu: Adiniz?

Nuri Safoglu.

Mesleginiz?

Gezer.

Saskin bakislarini karsisindaki saf görünüslü ihtiyara cevirdi memure hanim: Anlamadim, Nuri efendi.

Gezer. Gezer diye tekrarladi.

Dalga mi geciyorsun kardesim sen?

Estagfirullah hanim kardesim ne dalgasi?

Ne yani sen simdi mesleginin gezer oldugunu mu söylüyorsun?

Evet. Ne varmis bunda sasilacak?

Memure hanim iyice sinirlenmisti:

Bana bak amca. Dalga gececeksen baska kapiya. Hic öyle meslek mi olurmus?

Neden olmasin? Is icin yazi ve kitap yazana Yazar, düsünene Düsünür deniliyor da, yine is icin kapi kapi gezene nicin Gezer denmesin?

Hoppala bir yasima daha girdim!

Nuri efendi bir an önce bir is sahibi olabilmenin heyecani ile ayakta dikilirken, kamburlasmis belinin, agarmis sacinin ve bilhassa saf görüntüsünün, karsisindaki memure hanima bir eglence sebebi olacagindan habersizdi.

Memure hanim tilki edasiyla gülümserken, sesi istihzali idi:

Bak bey amca. Senin icin güzel bir is var, yapar misin?

Sevindi ihtiyar: Yapmaz olur muyum evladim. Yeter ki is olsun.

Öyleyse iyi dinle. Su kösedeki postaneyi görüyor musun? Parmagiyla camdan disariyi gösteriyordu memure hanim. O istikamete dogru bakinca gözüne carpti.

Evet, dedi.

Iste bak oraya gideceksin. Posta kutularina yakin bir yerde duracaksin.

Evet?

Sonra mektuplarina pul yapistirmak isteyenlere dilini cikaracaksin.

....

Onlar da pullari senin diline sürecek ve islatacak, mektuplarina yapistiracaklar. Anladin mi?

Parmaklari ile kafasini karistirdi Nuri efendi.

Bu seferde siz dalga geciyorsunuz, diye mirildandi. Memure hanim alayli alayli güldü:

Yok be bey amca. is bul dedin bulduk iste begenmiyorsan git dilen.

Nuri efendi dilenciligin bir meslek haline geldigini bir kac defa isitmisti. Bu yüzden olacak "git dilen" sözünü duyunca sonunda bir is sahibi olmasi heyecaniyla bir sevinc ve mutluluk cöktü icine. cünkü onun da bir isi olacakti gayri...

Yasasin, diye bagirdi. Sonunda benim de bir isim oldu su memlekette.

Arkasindan gönderilen kahkahalara aldirmadan, gönül rahatligi icinde salonu terketti, bir an evvel bir kösede bir yer kapabilme ümidiyle.

Kur'an Egitiminde Bilgisayar

Kur´an´in tamaminin mealiyle birlikte bilgisayarlara yerlestirilme isi asagi yukari son yirmi yildir yapilagelmekte. ilk defa Amerikadaki calismalar sonucu bilgisayar bünyesinde Kur´ani Kerim´in tamami ingilizce aciklamasiyla beraber depolanmisti.

Türkiye´de de ilk defa TürkceArapca olarak Hafiz1 ismi ile piyasaya sürülen disket´e simdi bir ikincisi eklendi ve Hafiz2 olarak adlandirildi.

Arapca harekeli metni ile birlikte Osmanlica, Türkce, Almanca ve ingilizce, Türkcesinin hatta iki meal kaynagindan alinarak aciklamalari bu disket´te mevcut.

Ayetler mushaf sirasina, nüzul sirasina ve alfabetik siraya göre dizilerek bir liste hazirlanmis. Alfabetik fihristinde 2918 konuyu hizli bir sekilde bilgisayarinizdan cikarmaniz mümkün. Ayrica bütün metinlerde belirli kelimelerin nerelerde gectigini ögrenmek istediginizde, bilgisayariniza arattirip bulabiliyorsunuz. ArapcaOsmanlica ve latin harflerini kullanarak yazabiliyor ve bunlari bir dosya acarak kopya edebiliyorsunuz.

Su anda piyasada mevcut olan bu programin dili Turbo Pascal 7.0 olarak adlandiriliyor ve üc disket´ten olusuyor.

Teknigin imkanlarindan faydalanmak hususunda ilginc ve güzel bir gelisme. Bu calismalari gerceklestirenleri, mükafatlarin en güzelini veren yüce Mevla sanina layik olarak ecirlendirecektir.

Bu konuda daha genis malumat almak isteyen okuyucularimiz bu programin Avrupa tanitim ve satisini üstlenen Astec GmbH´dan bilgi edinebilirler. Telefonlari: 0221 / 49 67 53, (Mobil) 01715131466. Ayrica Avrupa Milli Görüs Teskilatinin düzenledigi Kitap Fuarinda da yine Astec tarafindan gösterime sunulacaktir.