Baslarken

BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM

Avrupa´nin ortasinda yasiyoruz. Avrupa medeniyet ve kültürünün tüm yönlerini rahatlikla müsahade edebilecek bir yerdeyiz. Su günlerde, Aralik ayinin sonlari özellikle Avrupa´nin ezici cogunlugunu olusturan hristiyanlarin yilbasi kutlamalari, sokak süslemeleri ve en önemlisi de, hatta belkide hemen hemen sadece bu ise hizmet ediyormus gibi gözüken ticari faaliyetlerin, alisverisin yogunlugu gözlenmektedir. Parlak isiklarla donanmis caddeler, tebessümü hic birakmayan uyanik tezgahtarlar v.s. v.s.

Cogumuz buralara ilk geldigimizde en cok dikkatimizi ceken seylerden birincisi hepinizin hatirlayacagi gibi yollarin düzgünlügü, binalarin muhtesemligi, düzen ve temizlik, iste Avrupa. Medeni, düzenli, temiz. Zamanla ama gercek yüzünü farketmeye baslarsiniz. Evsiz barksiz, istasyonlarda geceleyenlerini o zaman farketmemisinizdir belki ama sonralari gözünüze batar. Hergün televizyonlarda investigativ (skandalci) gazeteciligin birer sahane örnegi olarak ailelerinden kacan cocuklar, kizlar, kadinlar, bosanma davalari, cocuklarini döverek öldüren anneler, eroin kullanan gencler... bütün bunlari biliyorsunuz zaten, gözlerimizin önüne getirilmektedir. Evet iste bu maskenin arkasina gizlenen cirkef budur.

Ayni bu sahteligi Avrupa´nin, genel ifade ile Avrupa karakteri tasiyan batilinin politikasinda da yakalamak mümkündür.

Zaman zaman bunu kendi aralarinda bile uyguladiklari gibi özellikle iliklerine kadar sömürdükleri ücüncü dünya ülkelerine ve devamli baski ve kontrol altinda tutmak istedikleri Islam ülkelerine karsi uygularlar.

Islam´a küfreden yazar ve saire edebiyat ödülü, müslümanlarin kanini dökenlere baris ödülü, müslüman kadin ve erkeklerin gururu ile oynayip haysiyet ve serefini hice sayarak hakaret ihtiva eden ifadeler yelleyen alcaklara da insan haklari ödülleri veren bir Avrupa´dir bu.

Her zaman dile getirdigimiz bir gercektir bu. Ancak bazilari icin bu gercekleri kabul etmek oldukca zor oluyor. Üstüste tokatlar yemelerine ragmen hala dövülüp horlandiklari elleri öpüp öpüp saygilarini belirten bazi sahsiyetsizlere bin musibet nafile. Hatta bazilari daha da ileri giderek kendi ülkelerinde müslümanlara sirin gözükmek icin batiya atip tutarken, buralara gelince bu batili efendilerine yalaklik yapmak gayesiyle ileride gözüken fundamentalist tehlike olarak tabir ettikleri Islami hareketlere karsi uyariyorlar.

Biz bu sayimizda özellikle gerceklestirilen iki Avrupa zirvesinden sonra, batinin bu hain ve sömürgeci yüzünü bir daha degerlendirmek istedik. Avrupa´nin ortasinda devam etmekte olan yanginda sirf kurbanlarin müslümanlar, yani Bosnalilar olmasi dolayisiyla parmaklarini bile oynatmaktan uzak batililarin gercek yüzü bir daha sahnelenmistir. Ruslarin her zamanki isgalci tavirlariyla istilaya basladiklari Cecenistan´da olanlar onlari (Avrupalilari) hic mi hic ilgilendirmedigi gibi medyalarinda da Rusyayi hakli imis gibi gösteren bir takim Rus konfederasyonu kanun maddelerini dile getirerek Cecenistan´in isyankarligindan dem vuruyorlar.

Yeni bir miladi yila girerken bizim icin bu degisikligin cok fazla önem arzettigini söylemek dogru olmayacaktir. Ancak 1995 yilinda gündemde yeni bir cephe daha bizi mesgul edecektir. Bu cephe Kafkaslarda acilan cephedir. Tacikistan´da zaten devam etmekte olan bir savas varken Cecenlerin direnisi ile bölgede baslayan savas Dagistan bölgesi de katilirsa Rusya aleyhine genislemektedir. Umudumuz odur ki, Kafkasya´nin asil müslümanlari, Seyh Samil´in torunlari kendilerine yakisir bir mücadele ile bir canavara karsi baslattiklari bu serefli savasi layik olduklari vechile sürdürerek zafere kosarlar. Böylece Afganistan´dan sonra özellikle Tacikistan ve Cecenistan darbesi ile Rusya isimli önemli bir Islam düsmani olan güc yipratilmis olacaktir.

 Burada sözü daha fazla uzatmadan Aralik yorumu ile sizi basbasa birakalim. Ocak yorumunda bulusmak üzere.