1 Sosyalizm ve Pratik Uygulamasi

2 Iktisat Sözlügü

3 Islamda Ticaret Ahlaki (Sirketler, Ortaklik)
 

 

Sosyalizm ve Pratik Uygulamasi

Tuna Han

Sosyalizm; merkezi demokratik bir otorite tarafindan, daha iyi bir dagitim ve ona bagli olarak daha iyi bir üretim temini amaclayan bir teori veya politikadir.

Sosyalizmin belli basli özelliklerini ve temel unsurlarini söylece siralayabiliriz:

a-Sinif sistemini yok etmek. Sinifsiz bir toplumu meydana getirmekle de özlenen hedefe varmak.

b-Proleterlerin; (emekcilerin) sosyalist toplumun tarihi fonksiyonunu gerceklestirmeye muktedir bir dikta hükümetini kurmakla siyasal mekanizmayi ellerine gecirmeleri.

c-Kapitalizmin ülkedeki üretim araclarini ki kapitalistler ücret karsiligi emek yöntemini uygulayarak bu araclariyla halki sömürmekte idiler ve servetini kamulastirip toplumun mali haline getirmek.

d-Dagitimi "herkesten gücü oraninda is; herkese emegi oraninda ücret" kuralina uygun olarak yapmak.

Tarihi maddecilik üzerinde yapmis oldugumuz inceleme sonucunda ekonomi faktörüyle özel mülkiyet bilesiminin tarih sahnesindeki bütün toplumlarin yegane esasi olmadigini görmüstük. Acikladigimiz sekilde askeri, siyasal ve dini temellere dayali bircok sinifsal yapilanmalar görülmüstür. Özel mülkiyetin ortadan kalkmasi halinde sinifliligin da ortadan kalkmasi bir zorunluluk degildir. Hatta sosyalist bir toplumda bile baska temellere dayali sinifsal bir bilesim meydana gelebilir.

Sosyalizm asamasinin analizini yaptigimizda ekonomik ve siyasal karakterinin geregi olarak sosyalizmin önce anmis oldugumuz siniflilik sekillerini ortadan kaldirdiktan sonra yepyeni bir sinifsal celiskinin meydana gelmesine yolactigini görecegiz.

Sosyalizm asamasinin ekonomik karakterine gelince; "herkesten gücü oraninda is, herkese emegi oraninda hak" ilkesinin yeni bir sinif farkliligina yol acacagini gösterebiliriz Toplum icinde emegini kullanmasini iyi bilenler o toplumda sivrilecekler, elde ettikleri rantla ayricalikli bir yasam bicimine sahip olabileceklerdir.

Cagdas sosyalizmin kanunu geregince toplum ortada ne bir emekci, ne de sermaye sahibi bir tek kisi kalmayacak sekilde bir tek sinif haline geldikten sonra her bireyin yasamak icin calismasi zorunluluk haline gelecektir. Nitekim Marksizmin, "Emek degerin esasidir" diyen deger kanunu da her iscinin harcadigi emek oraninda pay sahibi olacagini kabul eder.

Bildigimize göre sosyalizm asamasinin zorunlu olarak ihtiyac duydugu hususlardan biri de sinirsiz yetkiye sahip diktatör bir hükümetin kurulmasidir. Sinirsiz yetkiye sahip bu diktatör hükümet, kendi yikimina ve yok olmasina firsat verebilir mi?

Iktisat Sözlügü

Tuna Han

Eksi Ekonomi: (Alm. Unwirtschaftlichkeit) Verimi düsmüs ve maliyeti artmis ekonomi. Burjuva ekonomicileri tarafindan kullanilan bir deyimdir.

Ekspertiz: (Alm. Schaetzung) Herhangi bir seye o sey üstünde bilgisi olan bir ya da bircok kisi tarafindan deger bicilmesi. Bu deger kimi durumlarda bir fiyattir. Kimi durumlarda da bir nitelik olabilir. Bir binaya veya bir tütünün kalitesine deger bicilmesi gibi.

El Koyma: (Alm. Beschlagnahme) Herhangi bir seye ya da ise el koyma.

2-(Alm. Pfandung) Alacagi karsilamak icin borclunun mallarini tutma. Hukuksal bir islemdir. Borclu borcunu ödemezse tasinir ve tasinmaz tüm mallarinin ve alacak haklarinin alacaga yetecek miktarda adli makamlarin emrine verilmesini dile getirir. Haciz de denir.

Emegin Marjinal Verimliligi: (Alm. Grenzproduktivitaet der Arbeit) Ücretin, son kullanilan iscinin verimine göre belirlenecegini iler süren tez. Bu bilim disi tez, azalan verim yasasina dayanir. Bu teze göre bir isletmede öteki üretim araclari (katalizatörler) degismemis saymak kosuluyla üretime katilan her isci belli bir isci sayisina kadar üretimin verimini artirir. Ama belli bir sayidan sonra alinan her isci üretimin verimini azaltmaya baslar. Daha acik bir deyisle, belli bir sayidan sonra yeni isci calistirmak üretime hicbir yarar saglamaz. Alman ekonomicisi Johann Heinrich von Thanen tarafindan ortaya atilmistir.

Islam'da Ticaret Ahlaki  (Islami Alisveris)

Mustafa Topatan

Mudarebe Ortakligi: Allah icinizden hastalar, yeryüzünde dolasip Allah´in lütfunu arayan baska kimseler ve Allah yolunda savasan baska insanlar bulunacagini bilmistir. (ElMüzemmil 7320)

Ayette gecen "yedribune" kelimesinden mastari "darb" dir. O da yeryüzünde yürümek anlamindadir. Bu da "Allah´in lütfunu arama" ancak yeryüzünde kosturmakla gerceklesebilir. Mudarebe kisa tarifi: Ticaret icin yolculuk yapmak. Bir taraftan sermaye diger taraftan emek ortakligina verilen sirket ismidir. Sermaye sahibine "rabbul mal", ayetle "darb" kökü olarak gecen isletmeciye veya emekciye "mudarib" ismi verilir. Bence: Sosyal ve ekonomi hayatini en aktif hale getirici ortaklik usulüdür. Sermaye sahiplerini tembellik koltugundan ayaga kaldirip, toplumun ekonomik ve sosyal hayatina kazandirir. Ayni zamanda mücerred elde bulunan sermaye kalbe gömülme tehlikesinden arindirilmis olur.

Maalesef günümüzde müslümanlar tarafindan ihmale ugramis bu en yaygin ve verimli sirket usulü tatbik edilmemektedir.

Buna illet olarak diyecegim: A-Bunun usulünü bilmeme.

B-Yapilan ortakliklarda genel güvensizligin yayginligi.

C-Takva libasina bürünüp, tembellige gömülme hastaligidir.

Avrupa´ya "Commenda" (Venture Capital) ismi altinda gecmis ve diger ticaret ortakligina öncülük etmistir.

Ben bu konuda Islami usul ve kaideleri ele almazdan önce Avrupa ve Amerika´da bu sirket usulüne ne kadar ehemmiyet verildigi, ezici kapitallerin yükselmesinde en büyük faktör olarak bu ortakligin nasil kullanildigi üzerinde biraz duracagim.

a-Almanya´da meshur (reklam olmamasi hasebiyle ismini zikretmek istemedigim) bir sahis, kendisi bidayette basit bir demirci ciragi olmasina ragmen, daha sonra ustabasi olup memleketine geri dönerek, kendi mamülünü imal etmeye basliyor ve daha sonra kendisine ortak olan sermayelere kar dagitimi yapiyor. Bu vesileyle sermayeler cogaliyor ve daha sonra bir sehre isim olacak kadar büyüyor.

b-Bir arastirmaciya göre ABD´de 400´den fazla yüksek teknolojiye yönelik müdarebe sirketi bulunmaktadir. Büyük sermaye ihtiyaclari bu sirketleri birlesmeye zorlamis. Önce yatirim havuzlari kurulmus, bu da yetmeyince risk "mudarebe" sirketleri, anonim ortakliklar haline gelerek, borsaya kaydolmus ve halka acilmistir. Bu yolla sirketlerden herbiri 15 ila 800 milyon dolar arasinda sermaye toplamistir.

c-Kanada´da devlet risk sermayesi (mudarebe) sirketlerine faizli kredi vermek yerine, Kanada´dan Development Corporation (CDC)´un % 48 hissesini satin alarak bu büyük sirkete ortak olmus, CDC de dogrudan dogruya girisimli sirketlerin hisse senetlerini satin alarak bu sirketlere faizsiz finansman saglamistir.

Almanya´da, Ingiltere´de, Japonya´da, Isvec´te, Hollanda´da bu sirketler olumlu neticeler getirmistir. Harvard üniversitesi isletme fakültesi dekan yardimicisi general Doriot söyle der: "Yaratici ve uzak görüslü genc insanlari arayiniz. Bu insanlarin proje ve fikirlerini sermaye ile, hatta sermayeden de önemli olarak onlarin teknoloji üretme vasiflarina duyacaginiz saygi ile hayat veriniz. Amacimiz yeni kesif ve icad yapabilen insanlar ve bu insanlarin sirketlerini yoktan var etmek olmalidir. Kßr amacimiz degil, mükafatimizdir..."

Doriot´un yönettigi risk sermayesi sirketi (ARDC), 1957´de (DEC) isimli girisimci sirketi desteklemeye karar verir. Desteklenecek sirket, baslangicta yalniz fikir ve proje üreten, yoksul fakat yetenekli iki mühendisten ibarettir. Doriot´un sirketi, girisimci sirketin (DEC) % 78 hissesini 70 bin dolar karsiliginda satin almis yani 1972´de kßr payi olarak 350 milyon dolar kazanmistir. Bu ana paranin dolar hesabiyla 5 bin katina yükseldigi anlamina gelir.

Toplum icerisinde ise elverisli maharet sahibi, fakat sermayesi olmayan insanimizin sermayedarlar tarafindan desteklenmesi karsiliginda, topluma nasil ekonomik bir hiz kazandiracagini siz düsünün. Sermaye pas tutmaz, ama hayirli yolda isletilmezse ya sonunda carpilir ya da birileri (bankalar) onun kendisi farkina varmadan, kendi aleyhine (sermayedarin) isletir.